Bana soracak olursanız yaşayan yegane, ya da daha doğru bir ifadeyle en özgün din bilgesiydi. Hiç bir zaman kaşanelerde malikanelerde yaşamadı. Hiç bir zaman din satmadı. Her türlü dini örgütlenmeden uzak durdu. Statü ile, devlet ile, politikayla, servet ile ilgilenmedi. Cennetin balkonundan cehennem ehline konuşur gibi mağrur bir tavırla değil, hep yumuşaklıkla…
Bilgi… özgürlük ve yapıcılık, dedi. . . .
Öyküsü insanlığın utancı olan bir halka mensuptu. Ömrü eğitimle geçti. Para denen şey onun hayatında hiç olmadı. Golan Tepelerindeki köyünde iki ineğin sağladığı ile geçinip giderken savaş başladı. Ailesinden yakınlarından bir çok kişiyi kaybetti. İstanbul’daki soydaşları onu yanlarına aldı. . . .
Suriye iç savaşının başlarında Türk televizyonları röportaj yaptı onunla. Dedi ki; “Bu savaş değil fitne. Bütün ailemi öldürecek olsalar kimseden alınacak intikamım olmaz benim. Dinim bunu emreder. Bu savaşın yangınına benzin dökmeyin.” Türkiye’nin hayatın gerçeklerinden bihaber, izandan, akıldan fikirden uzak, boş kafalı İslamcıları sarakaya aldı onun beyanlarını. Hiç bir sözünü dinlemediler. . . .
Doksanlı yaşlarını İstanbul’da sürdü ve artık tadı tuzu kalmayan dünyayı bugün terk etti. . . .
Ekteki video Tsey Cevdet Said’in hakkında hazırlanmış bir biyografi anlatısı. Çerkezçe bilenler kaçırmasın.