Hukukçular arsızla, hırsızla, nursuzla, uğursuzla, namussuzla uğrasır. Manavlar zerzevatla. Kasapların elleri ciğ et kokar, Memurlar mutsuz, işçiler yorgundur, Müdürler müdür olmanın utancıyla yaşarlar, Madenciler göçük altında kalırlar. Polisler kurşunlara uğrar… Belediyecilerin iştahı başlarina beladır, Doktorlar çok acı görmüştür, hem de hasta yakınlarından dayak yerler, Hemşireler neşeli ama iticidirler. Siyasetçilerin annelerinin adı başkalarının dilinden düşmez, İş adamlarının sağı solu mürai doludur, Çöpçülere kimse selam vermez, Balıkçıların elleri üşür, Şoförler ömürlerini yolda bırakırlar, Köylüler emeğinin karşılığını alamaz, Hocalar milletin kafasını karıştırır, Sanatçılar kırıktır, yazarlar şairler dertli… . . . Hayatta en çok öğretmenlere özendim. Ben onları kıskanırım. Ne güzel bir malzemeyle uğraşırlar, ne mutludur kim bilir onlar. Kirli dünyada hakkıyla ifa edilen eğitimcilik kadar güzel bir meslek tanımadım. Ne şanslısınız ne şanslı…
HULUSİ ÜSTÜN – Araştırmacı- Yazar