Şimdi moda meral Akşener’in öncülüğünde kurulması gündemde olan yeni parti hakkında ahkam kesmek. Bende’ Kusur kalmayayım ‘ dedim.
Muhtemelen bir çok arkadaşım ve dostum yazdıklarımdan hoşnut olmayacak. Son genel seçim öncesi yazdıklarımdan da bazı arkadaşlarım ve dostlarım hoşnut olmamıştı, fakat tespitlerimin doğruluğu seçim sonuçları ile onaylandığı zaman hepsinin hakkımda yaptıı eleştiriler ve ithamlar havada kaldı. Ben ‘ Dost acı söyler’ diyerek saadete geleyim.
AKŞENER HAREKETİ YANKI BULDU
Meral Akşener Hareketi kim ne derse desin siyasi arenada kendine ciddi bir yankı buldu. MHP de yaşanan kongre süresi sonrası MHP’nin tabanında ciddi bir erozyon olduğunu görmemek için kör olmak gerek. Bunun en büyük kanıtı da son yapılan başkanlık sistemi referandumudur. Referandumda MHP seçmeninin ciddi bir bölümü ‘ Hayır ‘ oyu vererek , bir nevi bundan süreçteki rengini ve yönünü belli etti. Sayın Akşener ekibinin ihracı sonrası, parti kurma kararı almasının ardından MHP teşkilatlarında ki istifalarda Sayın Akşener’in kuracağı partiye MHP tabanından ciddi bir kayma olacağının ikinci bir göstergesi oldu.
Meral Akşener Hareketi’ne ciddi bir teveccüh de CHP içindeki Ulusalcı seçmenden var. CHP’de ki üst düzey yönetimi ciddi şekilde eleştiren bu seçmen grubu da merakla yeni kurulacak partinin programı ve A takımını bekliyor.
Gelelim Ak Parti’ye. Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın yukarıdan gördüğü tehlike, hala teşkilatlar tarafından algılanmadı. Sayın Erdoğan’ın yaptığı net uyarıları teşkilatlarda kimse üzerine alınmıyor. Ak Parti de ismine ‘ Güç zehirlenmesi’ yada ‘ Mental yorgunluk ‘ ne derseniz ciddi şekilde hissediliyor. Merkez sağ seçmenin oylarının büyük bir bölümünü çatısı altına toplayan, ilk iki dönem sonrası , özellkle teşkilatlarda merkez sağda siyaset yapan isimleri ekarte edip, partiyi sadece milli görüş çizgisindeki isimlere teslim edilmesi aslında partide müthiş rahatsızlık yarattı. Başkanlık sistemi referandumu aslında partide ki sıkıntının ne kadar büyük olduğunun işareti de oldu. Kasım 2015 seçimlerinde Ak Parti ve MHP’nin aldığı toplam oy % 61.38 olmasına karşın. İki partinin ortaklaşa destek verdiği başkanlık sistemi referandumunda % 51.46 da kaldı. Yani yaklaşık % 10 puanlık bir oy kaybı yaşandı. Bunun bir bölümünün de Ak parti’den olduğunu kabul etmek gerçeğini görmek gerekir.
VATANDAŞ SİYASİ KUTUPLAŞMADAN RAHATSIZ
Mevcut üç siyasi partide de ciddi sıkıntılar yaşandığı bir gerçek. İşin en ilginç yanı da vatandaşın siyasi partilerin kendi aralarında yarattığı gerginlikten çok rahatsız olduğu. Bir çok dostum bu gün yaşanan siyasi gerilim ve kamplaşmanın 12 Eylül öncesinde bile yaşanmadığına dikkat çekiyor. Eğer Sayın Akşener’in kuracağı parti siyasi yelpazede merkezde durup, her kesimi kucaklayacak kadrolar ve program ile yola çıkarsa, MHP’den, Ak Parti ve CHP’ye kerhen oy veren kesimden ciddi oy alır. Çok iddialı olabilir belki fakat, iyi bir ekip ve iyi bir program ile ilk seçimde % 20-30 bandında oy alacağını tahmin ettiğim bu parti mecliste yerini aldığı gibi, başkanlık seçimlerinin ikinci tura kalması halinde , ikinci turda önemli bir konuma gelir.
AKŞENER’E FETÖCÜ YAFTASI TUTMAZ
Son söz olarak da son günlerde Sayın Meral Akşener’e yönelik yapılan 2010 öncesi söylemleri ve görüntüleri ile yapıştırılmak istenilen ‘ FETÖCÜ ‘ yaftası hakkında olacak. Eğer 2010 öncesi söylemleri ve görüntüleri ile Sayın Akşener’i Fetöcü kabul edecek olursak, aynı tarihlerdeki söylemler ve görüntülerle memlekette Fetöcü olmayan siyasetçi kalmaz. Bu yüzden Sayın Akşener’e bu yafta yapışmaz. İktidarlar ağlama duvarı değildir, icraat makamıdır. Eğer böyle bir durum varsa ve işlem yapılmıyorsa , suçlu olan görevlerini yapmayan sorumlulardır.