Kötüydü tabii, çok kötü…
Bu programlarla “evlilik” denen kutsal kurum olabilecek en rezil şekilde ayağa düşürdü.
Toplumun en alt kesiminden ayaktakımı insanlar evlenecek bireylere model olarak sunuldu.
Hiç olmaması lazımdı.
. . .
Enteresan bir projeydi…
Program sunucuları değil eş, gündelikçi olarak eve sokulmayacak cinsten kadınlar arasından seçildi.
Erkek sunucu ise temiz yüzlü, temiz elli, şaibesiz bir adam.
. . .
Ben Ugur Aslan’a üzüldüm en çok.
Hani memleketin vicdanında bir aziz makamında otururken aniden aşağı indi…
Üçüncü sınıf sosyal tabakanın çöpçatanlıgına soyundu…
Menopoza girmiş varoş sakini teyzelerden oluşan bir fan grubu oluşturdu.
Memleketin en namdar kadınıyla program yaptı.
Şimdi ne olacak onun hali?
. . .
Oturup yazmak isterdim Uğur’un biyografisini.
En temiz hissiyatın sevki ile yürütülen bir iyilik hareketinin görünen yüzü iken en süfli dürtülerin menejeri olmaya iten ne idi onu acep!
. . .
Türk muhafazakarlığının, islamcı idealizminin inkırazıdır Uğur.
. . .
Hayat bana hiç bir şeye şaşırmamayı öğretiyor.