Bildiğimiz kadarıyla Kadeş anlaşmasından beri devletlerin birbiriyle olan münasebetlerinde kullandıkları dilin adıdır diplomasi. Devletler o dili kullanarak konuşur. Bu dil üst statülerin birbiriyle iletişimini sağladığından avamın dili ile aynı olmaz. Evrensel kabul görmüş kriterleri vardır bunun. Osmanlıda sayfalarca uzunluktaki cümleler o dille yazılmıştır. Saygı ifadeleleri, belli hitap şekilleri ve temenniler içerir. . . . Ben de oturup hayıf ediyorum insanlar birbirine birinci tekil şahısla hitap ediyor diye. Ben de üzülüyorum hukuk dili kalmadı diye. Çocuklar ana.babalarıyla yanaşmayla konuşur gibi konuşuyor, Ana babalar çocuklarıyla köpekle konuşur gibi konuşuyorlar diye… Balığın başının kokmasıdır diplomasi dilinin bozulması. . . . O değil de… Yazık oldu insanlığın bilumum medeniyet birikimine. Madem emekle oluşturulmuş herşey bu kadar vazgeçilebilirdi… Neden onca ter döküldü… Neden onca insan öldü. Anlayamıyorum.