Bu coğrafyanın son bin yıllık tarihindeki her önemli sosyal hareketliliğin ardında ‘din elden gidiyor!’ feveranı vardır.
Selçuklu dağılırken Mevlana bağırıyordu ‘Din elden gidiyor!’ diye.
Vaka-i Hayriye’den önce Yeniçeri bağırdı,
Tanzimattan sonra bürokrası,
93 Harbinden sonra siyaset,
İstibdatta mektep,
İstiklal Harbi’nden sonra muhalefet,
ve son seksen yılda matbuat…
. . .
bir süredir üst üste haberler, tebliğler köşe yazıları var…
deizm… agnostisizm… ateizm almış başını yürümüş.
Galiba bu sefer din hakikaten elden gidiyor.
. . .
Ne karmaşa dönemlerinde, ne sürgünde, ne işgalde, ne cumhuriyette din elden gitti.
Dinin elden gitme süreci, bir takım hocaların başı çenesinin altından bağlı, badi badi yürüyerek türbe gezen ihtiyar kadınların inancının boş olduğunu ileri sürünce başladı.
Onlar ‘siz bu dini yanlış biliyorsunuz. Başınızı şöyle bağlayıp felanca kitabı okuyacaksınız’ deyince…
Kendisine Müslüman diyen insanlar birbirini reddeden elli fırkaya bölününce,
Bir takım boş kafalılar devlette bazı makamları ele geçirmek için etmedik maskaralık bırakmayınca,
İnsanlar başı koca sarıklı, bir kucak sakallı hoca takımının cennetin anahtarı kendisinde imişçesine ona buna ahkam kestiğini görünce,
Din adamlarının birbirleriyle hiç bir konuda anlaşamadıklarını anlayınca,
Başbağının, badem bıyığın, bir kucak sakalın insanı daha erdemli kılmadığını fark edince,
Din adına hareket eden bir kısım insanın olmadık herzenin üzerini kafalarına göre fetvalarla örttüğünü idrak edince,
Dindarlar hayatın gerçekleri karşısında çözülünce,
Din namına yaşamak ve hoş görmek yerine din namına öldürmek ve eleştirmek yüceltilince
Din, yasaklar ve müeyyideler manzumesi haline getirilince
Dindarlar zengin ve doygun yaşamaya alışınca
Din hayatımızdan çıkar oldu.
. . .
Evet ben de gözlemliyorum.
Çeyrek yüzyıl önce dini değerler yükselişteydi,
İnsanlar dinlerini merak ediyor, öğreniyor ve dindarlığın erdemli olmayı gerektirdiğini düşünüyorlardı.
Çeyrek yüzyıl önce dini çok öncellemeyen Türk ailelerin çocukları dindarlaşıyordu
Şimdi dindar ailelerin çocukları dinden uzaklaşıyor.
. . .
İnsan cinsi böyle bir şey işte…
Dünyevi ihtiyaçları azalınca din uhrevi bir disiplin olmaktan çıkar siyasi ve ticari bir disiplin haline gelir.
Dünyada binalar yükselttikçe ahiretteki köşklerin anlamı kalmaz.
Söz geçirebildiği kadın personel sayısı arttıkça huriler cazibesini yitirir.
İnananlar zenginleştikçe fakirler görünmez olur…
Para ve itibar kendi hukukunu vaz eder.
Her muktedir gibi erdeminden taviz verdiği ölçüde güç kazanır.
Çünkü din hür bir akıl, temiz bir vicdan ve kanaat gerektirir.
. . .
Evet din elden gidiyor.
Hem de vakti zamanında din elden gidiyor diye bağırıp çağıranların devrinde din elden gidiyor.
çünkü dindarlar Hakka değil güce tapıyor,
çünkü dindarlar bir takım din adamlarına tapıyor,
çünkü özgür akılla değil direktifle hareket ediyor,
çünkü duadan çok beddua ediyor,
çünkü hoş görmüyor reddediyor,
yapmıyor yıkıyor.
. . .
Uyanın ahali !
Bu sefer hakikaten din elden gidiyor.