Nicedir İstanbul’un batısı insanların nazarında Kristof Kolomb’un keşfettiği Yeni Dünya’dır.
Yeni binaların dikileceği uçsuz bucaksız boş düzlükler vardır orada.
Bir yatırır yüz alırsınız.
Önce Beylikdüzü, sonra Büyükçekmece, caanım Mimar Sinan, Çatalca ve nihayet Silivri.
Nihayet değil, artık rant iştahı İstanbul sınırlarını geçti.
Trakya bütünüyle, yeşiliyle, leblebi kadar taş barındırmayan eşsiz verimli toprağıyla, pırıl pırıl akarsularıyla, dağıyla, tepesiyle, deniziyle ormanıyla aziz ve şanlı milletimizin anasını ağlatmaya azm ü cehd ettiği bir diyar.
Kimsenin gözü yok cennet köşklerinde, herkes Trakya’da bir evcik, bir tarla, bir parsel peşinde.
. . .
Neylesek bu kaderi değiştiremeyeceğiz.
Kimliğimizi tanımlarken adını kullandığımız koca Anadolu kıtası bomboş, öksüz, terk edilmiş…
Trakya… daha fazla Trakya… daha fazla Trakya.
. . .
Çok değil bundan yirmi sene sonra şanlı milletimizin muhteşem şehircilik ve imar anlayışının sonucu olarak topyekün Bağcılar’a dönecek bu toprakların, kültürü de mazisi de geleceğiyle birlikte heder olup gidecek.
. . .
İşte bu noktada Trakya’daki yerleşim yerlerinin kültürünün kayıt altına alınması büyük önem arz ediyor.
Geleceği olmayan bu topraklarda geçmişte yaşanılanların yazılıp çizilmesi ve insanlığın kültürel envanterine geçmesi adeta kutsal bir görev.
Bir maddi karşılığı olmayan kimseden takdir teşekkür de almayan bu konuyla ilgilenen insan sayısı üçü beşi geçmez.
o üç beş deliden biri olmak benim için iftihar vesilesidir.
. . .
Siz ‘global’ sorunlarınızla uğraşadurun.
Lokal dertlerimiz yeter bize.
Yaşadığımız yerler metropol tarafından yutulsa da biz kasaba demeye devam edeceğiz oralara.
Bir çok büyükşehirden fazla nüfusuna rağmen bizim sevgili memleketimiz olarak kalacak.
yazacağız, çizeceğiz.
. . .
Bugün postacı bir kitap getirdi bana.
Postacı kitap getirdiğinde bir mutlu oluyorum ki sormayın.
Oktay Güldüren ‘Bilinmeyen Çatalca’yı yazmış.
Arşiv karıştırmış, görüşmeler yapmış, girip çıkmadık yer bırakmamış.
Eline sağlık ne de güzel etmiş.
. . .
Okumaya başladım. Keyifle…
dedim ki kendi kendime hemen…
Çataşca’dan, Çekmece’den, Silivri’den…
Olmayasın üç beldenin birinden…
. . .
Bilinmeyen Çatalca
Oktay Güldüren
2017 Ocak