Kumral uzun saclari varmis.
Anne olamamis henuz.
Yuregi bir sevda ya tanimis ya tanimamis.
Sevinmis ogretmen oldum diye.
Adini duymadigi diyarlarda baskalarinin cocuklarina bir seyler ogretmekle baslamis dunyanin en guzel isine.
Sonra tanimadigi insanlarin kursunlarina denk gelmis.
. . .
Bu memleketin yurtseverleri onun icin sokaklara dökülmedikçe yurtseverlikleri bos bir iddiadir.
Bu memleketin milliyetcileri onun icin aglamadikca,
Turkleri ve Kürtleri onun yasini tutmadikca,
Muslumanlari onun icin gosteriler yapmadikca,
Zenginleri ve fakirleri aglamadikca,
Senaristleri filmler yapmadikca, sairleri yazmadikca, cocuklara onun adi verilmedikce
Mensup olduklari fikir, ideoloji, sanat ve meslek… hepsi yalandir.
. . .
Aybuke’nin hayatina mal olan dava neyin davasi ise yerin dibine batsin.
Bunca ahin uzerine hurriyet de bina edilemez saadet de.
. . .
Kucuk ve tertemiz sehidimizin yaninda olup gozyaslarimla yikamak isterdim yuzunu.
Onu öldüren her ne ise önüne gecmek isterdim.
Ben cok sey yasadim kücük kizim, cok sey gördüm.
Sen anne olacaktin. Sen sevdalanacaktin…
. . .
Basin sag olsun memleketim.
Ziraatini yapsak baska yerde bu kadar hain bu kadar zorba, bu kadar onursuz yetistiremezdik.