Üç tane koca adam oturmuş seksen sene önce ölmüş birinin ardından ‘evlatlığı ile yattı’ iddiasını ileri sürüyor,ispatlamaya çalışıyorlar, anlatıyorlar, birbirlerini onaylıyorlar.
Kaytan bıyıklar kımıldanıyor, şimdiye dek hiç doğrunun çıkmadığı yamuk ağızlardan yalan yanlış laflar dökülüyor, gözlerini kocaman açarak seksen sene önce ölmüş adama bir insanın hakkında söylenebilecek en ağır lafları söylüyorlar.
. . .
Tanrıya inanıyorsanız başkalarının ayıbını araştırmayacaksınız.
Eğer bir ayıba şahit oluyorsanız örteceksiniz.
Gördüğünüz ayıp örtülemeyecek kadar aşikar ise ve sizinle birlikte başkaları da bu ayıbı ‘dividin hokkaya girdiğini görür gibi’ görüyorsa o vakit dava edecekseniz.
. . .
Ahlaksızlık etmeyiniz…
Hele televizyon ekranından ahlaksızlığınızı başkalarıyla paylaşmayınız.
Erseniz, adamsanız yıllarca peşinden koştuğunuz ağlak bunağı anlatınız insanlara.
Hani kendisine lazımlıkçı başılık ettiğiniz şizofren efendiniz…
Adam olsaydınız onun hakkında konuşurdunuz. Onunla savaşırdınız.
Seksen yıl önce ölmüş, kendisini savunamayacak bir adamın adıyla değil…
: . .
Siz de babalarınız gibi ölürsünüz, adınız sanınız kalmaz ortalıkta.
ama Atatürk adı durur yerinde.
Evet o da insandı, hatası vardı mutlak.
Ama hiç bir zaman sizin yaptığınız hatayı yapmadı.
Kendisiyle çelişmedi.
Aklını kiraya vermedi.
Kimsenin adamı olmadı.
. . .
Bir de…
Görünen o ki sizden daha namusluydu.