Şimdi al Reina saldırganını besle…
Haftada üç kez tulumba tatlısı, günde seksen gram et.
Damak zevki de yoktur ki bu öküzde yemeklerden şikayet etsin.
Spor salonu, sosyal aktivite, televizyon…
‘Ulan ne yakşi ettik de Reina’yı bastık eke! hayatımızı garantiye aldık’ der oturur…
. . .
Evet Reina saldırganı terör geleneği olmayan bir coğrafyanın çocuğudur.
Onu terörist kılan etkenlerin incelenmesi gerek.
DAEŞ’in bir kurgu olması bu etkenleri hükümsüz kılmaz.
Suçta herkes pay sahibi.
. . .
Bu adam eğer Ali Şir Nevai öğrenseydi terörist olmazdı.
Roman okusaydı,
Şiir ezberlese idi,
Bir enstrüman çalmayı bilseydi,
Sinema izleseydi,
Kültürü, tarihi hakkında fikir edinseydi,
Muhtelif milletlerden halklardan dostları olsaydı terörist olmazdı.
BU eksiklikler PKK’lı için de, Daeş’li için de, Fetöcü için de geçerlidir.
. . .
Çocuklarımıza edebiyatı, estetiği, sanatı, inceliği, kültürü, müziği öğretmeliyiz.
Salt dini bilgi, salt ulusal bilinç, salt matematik, salt fen…
bunların hiç biri tek başına hayat denen bilinmezi keşfetmeye yetmez.