El emeği göz nuru el sanatları 10. Altın Eller Geleneksel El Sanatları Festivali ile geleceğe taşınıyor. Festivalin bu yılki konuklarından Bakır Kakma Ustası Battal Yakut, “Beyoğlu Belediyesi’nden Allah razı olsun. Bu tarz festivaller geleneksel el sanatlarımızın gelecek nesillere aktarılması için vesile oluyor,” dedi.
Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğini yaptığı 10. Altın Eller Geleneksel El Sanatları Festivali 10 gün boyunca vatandaşlarla geleneksel el sanatları ustalarını buluşturdu. Birbirinden önemli geleneksel el sanatının vatandaşlarla buluştuğu stantlarda hünerlerini sergileyen sanatçılar yoğun ilgi gördü. Festivalin bu yılki konuklarından 41 yaşındaki Bakır Kakma Ustası Battal Yakut, “Bu etkinlikler olmasa biz bu sanatları halka anlatamayacağız,” dedi.
MAALESEF MESLEĞİMİZDE ARTIK ÇIRAK YETİŞMİYOR
Bakır Kakma sanatını severek ve zevk alarak yaptığını söyleyen Yakut Battal, şunları söyledi: “30 yıldan beri Bakır Kakma işiyle uğraşıyorum. Eskiden annelerimiz babalarımız bir sanat öğren, elinde işin olsun derlerdi. Biz bu şekilde işe girdik. Benden sonra devam etmesi için çocuğumu yetiştiriyorum, bir tane de ders verdiğim öğrencim var. Ancak maalesef mesleğimizde artık çırak yetişmiyor. Yetiştirecek çırak bulamıyoruz. Anneler ve babalar bu tarz sanatlara gereken önemi vermiyor.”
BU ETKİNLİKLER OLMASA BİZ BU SANATLARI HALKA ANLATAMAYACAĞIZ
Bu tür etkinliklerin sanatçılarla halkın iç içe olmasını sağladığını söyleyen Battal usta sözlerini şöyle sürdürdü: “Buraya gelen halkımız kakmacılığın ne olduğunu öğreniyor. Burada çalışırken çekiç sesini duyan insanlar bile merak ederek bu sanat hakkında bilgi almak istiyor. Biz bu eserleri görüyorduk ama nasıl yapıldığını bilmiyorduk diyorlar. Beyoğlu Belediyesi’nden Allah razı olsun. Bu tarz festivaller bu geleneksel el sanatlarımızın gelecek nesillere aktarılması için vesile oluyor. Bu etkinlikler olmasa biz bu sanatları halka anlatamayacağız.
KAKMACILIK OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE GELİYOR
Kakmacılığın çok köklü bir sanat olarak Osmanlı’dan günümüze geldiğini dile getiren Battal sözlerini şöyle tamamladı: “Kakmacılık bakır, altın, gümüş, pirinç gibi maddelerin işlemelerinden oluşur. Burada sadece desenin işlenmesiyle iş bitmiyor. Tasarımının yapılması, eserin şeklini ortaya çıkarabilmek, kakma yapıldıktan sonra değişik form verebilmek gibi hünerlerin birleşmesi gerekiyor. Bunun bir okulu yok, eğitimi yok. Tamamen usta-çırak ilişkisiyle öğreniliyor.”