Bireylerle kurduğumuz temaslar hayatımızın önemli bir parçasını kaplamaktadır. Toplumsal ve kültürel olarak aile iletişimi , kardeşlik ,arkadaşlık kadar önemli olan ve insanın fiziksel- ruhsal yaşamsal faaliyetlerini etkileyen “Romantik İlişkiler” bireyin hayatında önemli yere sahiptir.
Evlilik , “ bir erkekle bir kadının aile kurmak için yasaya uygun olarak birleşmesi “ dir. Evlilik ilişkileri kendi içerisinde canlı ve bireylerin birbirlerine karşı davranışları farklıdır. Eşler bebeklik döneminde kendileri ile birinci dereceden ilgilenen kişi ile kurdukları bağlanma stillerini, ileriki yaşlarda romantik ilişkilerinde göstermektedir. Bu ilişkiler yaşamsal faaliyetlerinde de aktif rol oynamaktadır. Evliliklerde tartışma , anlaşmazlıklar görülebilir. Ama önemli olan çiftlerin bu durumu nasıl yönettikleridir.
Kişi evlilik kurumuna adım atarken taleplerine yeterli olacağını düşündüğü kişi ile hayatını birleştirmelidir.
ALDATILMANIN BEDELİ:
Evlilik normunu zedeleyen aldatma, ister alenen yaşansın , ister gizli saklı yaşansın burada önemli olan evliliğe dair verilen sözlerin , hayallerin bozulmasıdır. Türkiye’de boşanma oranlarına bakıldığında sadakatsizlik yüzünden boşanmalar olduğu ortadadır. Bu durum her zaman boşanma ile sonuca bağlanmasa da bu çiftler için negatif ve acı verici bir durum olarak karşımıza çıkar. Aldatan kişinin savunması ; monotonluktan sıkılma, eşinin bakımsızlığından şikayet, zoraki evlilik , heyecanım bitti, benimle ilgilenmiyor, eski ilişkinin gündeme gelmesi, kendini kanıtlama adına yapılan,kişinin kendi başına açtığı dertlerin malzemesini oluşturur.
Aldatılmada, saldırganlık gösterme gibi davranışların yanında , üzüntü ,öfke, kaygı , utanç, intikam duygusu, incinme, kıskançlık, mahcubiyet gibi duyguları da beraberinde getirmektedir. Aldatılmış fakat bu durumu kabullenmiş eşte , terk edilme duygusu, kaygı bozuklukları gibi gurur kırıcı hal alabilmektedir. Mağdur eş bir süre sonra “Sorun bende mi?” düşüncesi üzerine kaygı yaşayabilir. Ancak aldatma eylemi çocuklukta bağlanma modelleri ile alakalıdır. Eşin yaşadığı bu duygular zaman içerisinde bazen yok olmakta , bazen de kişinin karakterinde kalıcı yaralar bırakmaktadır. Fakat araştırmalar aldatılan kişinin yaşadığı duygunun geçmişte saklandığının , silinmediğinin ileride ki dönemlerde tetikleyici bir unsurda bu yaşanan duyguların geri geldiğini ortaya koymaktadır.
PEKİ YA SONRA…
Bireyin aldatıldığını öğrenme şeklide çok önemlidir. Kişinin çiftini yakalaması ya da bir üçüncü kişiden duyması en zor olanıdır. Eğer aldatan kişi bu durumu eşine itiraf ederse ilişkilerini kurtarmaya yönelik önemli bir adım atmış olacaktır. Aslına bakılırsa ilişkinin kurtarılması aldatılan kişinin durumu nasıl öğrendiği ile orantılıdır. Ancak üçüncü bir kişiden duyması bireyin ilişkisinde bitirici etki bırakmaktadır .
Leyla Zileli hocamızın dediği gibi “ Nerede üçgen varsa , orada cehennem vardır”.