Beyoğlu-Beyoğlu Belediyesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen “Altın Eller Geleneksel El Sanatları Festivali’nin açılışında konuşan Başkan Demircan “Beyoğlu, sinemada, mimaride, plastik sanatlarda, el sanatlarında, kültür adına ne varsa ona ev sahipliği yapmaya, destek vermeye devam ediyor” dedi.
Beyoğlu Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kültür Kenti Vakfı işbirliğiyle bu sene 10. kez düzenlenecek olan “Altın Eller Geleneksel El Sanatları Festivali”, geçmişten gelen geleneksel el sanatlarımızın korunması, yaşatılması, gelecek kuşaklara aktarılması ve üretime dönüşümünün yaygınlaştırılması amacıyla bir kez daha kapılarını İstanbullulara açtı. Her yıl yoğun ilgiyle takip edilen festival unutulmaya yüz tutmuş meslek dallarını geçmişten geleceğe taşımaya devam edecek. Organizasyona bu yıl Türkiye’nin yedi bölgesinden 45 farklı branşta toplam 70 zanaatkar katılıyor.
FESTİVAL 10 GÜN SÜRECEK
Toplam 10 gün sürecek olan festival “Altın Ellerin Hatırı Var” sloganıyla kapılarını açarken açılışta mehter takımı tarafından gerçekleştirilen konser vatandaşlardan yoğun ilgi gördü. Tesbih yapımından tulum, yemeni çarık yapımı, telkari’den, tel kırma, taş işçiliği, tahta baskı, sim sırma, sepetçilik, sedef kakmaya kadar sanatçılar el emeği göz nuru eserlerini görücüye çıkarken yine unutulmaya yüz tutmuş el sanatları arasında bulunan oltu taşı, ney yapımı, lüle taşı, kutnu dokuma, körüklü çizme yapımı, kemençe yapımı, kıspet yapımı, kehribar, keçecilik, kalemkarlık, kalem işi, katı, iğne oyası, ikat, gibi pek çok branşta üretilen eserler vatandaşların ziyaret edebileceği stantlarda yer aldı.
BÜTÜN SANATLARA DESTEK VERMEYE DEVAM EDİYORUZ
Açılışta konuşan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, sanayi devriminin, fabrikalardan çıkan ürünlerin çokluğunun geleneksel el işçiliğimizin, sanatçılarımızın ekonomisini çökerttiğini vurgulayarak şöyle devam etti: “Bu hayatın kaçınılmaz bir gerçeği. Oysa bizi biz yapan kültürel değerler hangi alanda kendisini hissettirir? Bir mimaride, iki yiyecek-içecekte, üç geleneksel el sanatlarında. Bunlar varsa kültürümüz var ve devam ediyor demektir. Bütün bunlar yaşanırken hayatın acımasızca sanayileşen çarkı içerisinde kültürümüz yok mu olacak? Elbette olmayacak ve olmamalı. Yeni bir mecra kendisine bulmalı ve oradan yürümeli. Beyoğlu tam bu noktada ruhu, felsefesi, yaşamı, kültürü, sanatı, sanatçıları bir denklem içinde barındıran bir ilçe. Beyoğlu, sinemada, mimaride, plastik sanatlarda, el sanatlarında, kültür adına ne varsa ona ev sahipliği yapmaya, yaratıcı bütün sanatlara destek vermeye devam eden bir ilçemiz.”
SİNEMADA DA MUSİKİDE DE ÖDÜL VERMEK ZORUNDAYIZ
Bundan 10 yıl evvel birçok alanda sorumluluğumuz var. Hepsini titizlikle yerine getirmek zorundayız diyerek yola çıktıklarını belirten Başkan Demircan sözlerini şöyle sürdürdü: “Sinemada da ödül vermek zorundayız, musikide de ödül vermek zorundayız; el sanatlarına, kitaba, sahafa da destek vermek zorundayız. Geleneksel binalarımızı restore ederek onlara da sahip çıkmak zorundayız. Genç mimarlarımız, genç tasarımcılarımız geleneksel sanatlar üzerinden oluşturduğumuz çizgiden ilham alırsa o zaman modern hayatın modern imalatlarına da ruh vereceğiz demektir. Bizim görevimiz tam da budur. Bir taraftan baktığımızda geleneksel el sanatçılarımızı Anadolu’nun dört bir tarafından toplayıp buraya getiriyoruz. Onların yaptıklarını turistlere ilgilisine sunmuş oluyoruz. Ama bununla sınırlı kalmıyoruz, buraya gelen tasarımcılar, mimarlar bu güzel motifleri alıp işlemelerle bir binanın ruhu haline getiriyor.”
BİZE DÜŞEN SİZİN YAPTIĞINIZ İŞLERİ İSTANBUL’UN ORTA YERİNDE TANITMAK
Beyoğlu’nun 45 binden fazla yatak kapasitesi ve yüzde 80 doluluk oranıyla bir turizm bölgesi olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Demircan şunları kaydetti: “Her an Beyoğlu’nun sokaklarında 45 bin turist dolaşıyor. Gittikleri mekanda modern imalata ilişkin şeyler almaktansa, o ülkenin öz kültürünü yansıtan minik objeler almak onların da işine geliyor; onlar da bundan hoşlanıyor. Bu çarşı belki 10 gün burada kalıyor ama 10 gün boyunca turistik işletmelerin sahipleri buralara gelip ya sizden alışveriş yapıyorlar ya gelecekte alışveriş yapmak için kontak kuruyorlar. Ya da buradan bir numune alıp onu burada üretmeye gayret ediyorlar. Sonuçta kültür yayılıyor, yayılmaya devam ediyor. İşin hakkını vermek gerekirse bu sanatçılarımız iyi ki varlar. Onları alkışlıyoruz. Devam edin. İnşallah gelecek sene Taksim Meydanı’nda olacağız. Bize düşen sizin yaptığınız işleri İstanbul’un orta yerinde tanıtmak ve biz de elimizden geleni yapıyoruz.”