Malum!.. En çok tartıştığımız durumların en başında gelir: “Spor Camiasında Birlik Beraberlik” konusu.
Kulüp yöneticilerinin, uzun yıllar aynı kulübe emek vermiş, cefasını çekmiş “eski sporcularını” veya “Başkanlık-yöneticilik” yapmış değerli isimlerini maçlarına davet etme alışkanlıkları pek yok!..
Ancak nedense, sahip oldukları gücün geçici olduğunu unutarak “Siyasileri” el üstünde tutuyorlar! Sonra da yana yakıla spor camiasında olması gereken “Birlik ve beraberlikten” bahsediyorlar.
Bunun için ne kadar çaba gösterdiklerini hiç sorgulamadan…
Kendi üzerlerine düşeni yapıp yapmadıklarına hiç bakmadan…
Kendileri için, kulüplerinin “Maddi Kazanç” boyutunu ilgilendiren projeler ağır basıyor genellikle…
İnsan kazanmak adına yapılması gereken “Manevi Kazanç” kısmı gözden kaçıyor bu arada…!
Bazı kulüp organizasyonları yapılarak, kulübün bu günlere gelmesinde pay sahibi olmuş isimleri zaman zaman onore etmek ve “aidiyet duygusunu” hissettirmek o kadar da zor olmasa gerek!..
Örneğin geçen yıl Galatasaray’ ın ve Fenerbahçe’ nin yaptığı gibi, maçlardan önce eski futbolcularına ya da yöneticilerine bir teşekkür plaketi vermek… Yüzlerce-Binlerce taraftarın önünde o insanları onore etmek ve “Siz bizim için dün olduğu gibi, bugün de çok değerlisiniz” duygusunu hissettirmek çok önemli değil mi sizce de?
O insanlara unutulmadıklarını göstermenin en kolay yollarından biri bence bu!
Aynı zamanda bugün kulübün formasını giyen sporculara da verilen harika bir mesaj:
“ Bu formanın hakkını veren, kulübümüze değer katanlar asla unutulmazlar!”
Bir maçtan önce, hem taraftar hem de futbolcular için bundan güzel motivasyon olur mu?
Barcelona’ nın yıllardır süregelen başarısında değerli futbolcuları ve antrenörleri kadar “Kulüp prensiplerinin ve karakterinin” de önemli bir etkisi olduğunu kim inkâr edebilir? O muhteşem stadın tribünlerinde, tam da futbolcuların ısınmaya çıkarken görebilecekleri kısımda kocaman harflerle yazılmış olan: “Bir Kulüpten Daha Fazlası” cümlesi ne kadar çok şey ifade ediyor aslında… Hem taraftarlar, hem de futbolcular için.
Stadlarının değişik yerlerine astıkları “Kulüp tarihindeki önemli anları, kişileri ve başarıları yansıtan fotoğraflar” ın yarattığı duygu sağanağını düşünebiliyor musunuz?
Bir fotoğrafın bir çok insanda aynı anda uyandırabileceği “aidiyet duygusu” mesela… Ne muhteşem bir duygudur o… Aynı yere ait olmak… Yalnız olmadığını, seninle birlikte yüzlerce, binlerce insanın kalbinin aynı şey için hızla çarptığını bilmek…
O fotoğrafta bulunan kişinin akrabalarının hissettikleri, ya da o fotoğrafın çekildiği tarihte tribünlerde olan birinin o an yanında bulunanlara yıllar önce hissettiklerini anlatışı…
Söyleyin ne olur! Sizce de çok özel ve güzel duygular değil mi?
O insanların, yıllardır gönül verdikleri ve hiçbir karşılık beklemeden destekledikleri kulüplerine, manevi olarak daha da çok bağlanmalarını sağlayabilecek önemli bir unsur aynı zamanda.
Bana göre uzun vadeli başarı; insana yatırım yapmayı önemsemekten ve insanların sempati duydukları kulüplerine karşı “Aidiyet Duygularının” arttırılmasını sağlamaktan geçiyor.
Bunu başarabilen kulüpler -ve tabi ki- “Milli Takımlar” zaman içinde rakiplerinin birkaç adım önünde, çok daha kolay ilerliyorlar hedeflerine.