Bugün kutladığımız 1 Mayıs “Emek en yüce değerdir” diyenlerin bayramıdır. Geçmişten günümüze verilmiş mücadelenin simgeleşmiş tarihsel adıdır 1 Mayıs. Ve bu tarih emekçilerimizin alın terleriyle ve kanlarıyla yazılmıştır.
Sürekli değişen ve gelişen dünyada, özellikle ekonomik krizler bahane edilerek, suni krizler yaratılarak emekçi haklarında geri gidiş dayatılmaktadır. Ve maalesef ki bu krizlerin bedelleri emekçilere ödetilmek istenmekte, bu da yeni mücadelelerin habercisi anlamına gelmektedir.
Maalesef ki, ülkemizde emekçilerin neredeyse yarısı kayıt dışı, sosyal haklarından mahrum bir şekilde çalışmaktadır. Örgütlenme ve buna bağlı olarak sendikal hak talep etme işten atılma nedenleri arasındadır. Ve en acı olanı da iktidarın bunları görmezden gelmesidir.
Mevcut iktidarın da desteğiyle, özellikle taşeronlaşmanın tüm hızıyla arttığı ülkemizde, sosyal güvenceden ve özlük haklarından mahrum şekilde çalışmanın önü açılmak istenmektedir. Buna bağlı olarak yaşanan iş kazaları işçi cinayetleri boyutuna ulaşmıştır.
Artık emekçiler, bir çok alanda daha güzel ve aydınlık yarınların hayallerini kurmak istemekteler. İşte bu hayalleri gerçekleştirmek adına emekçinin üretimden gelen gücünü kullanması en doğal hakkıdır.
Bu duygu ve düşünceler içinde tüm emekçilerin 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nü kutlarım.