“MİLLET EVET EVET EVET DİYECEKTİR”
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş yaptığı konuşmada “İnşallah bu seçimlerde bizim gördüğümüz milletimizin taveccühünden ilgisinden anladığımız inşallah 16 Nisan’da millet ‘evet’ ‘evet’ ‘evet’ diyecektir. Millet bu anayasa değişikliğini onaylayacaktır. Bu anayasa değişikliği tesadüfen laf olsun diye milletin gündemine gelmiş değil. Anayasa değişikliğine ilişkin bir talep yoksa kimse bu anayasa değişikliğini yapmaya muvaffak olamaz. Böyle bir konuyu gündeme getiremez. 1960 anayasası da 1982 anayasası da milletin iradesiyle değil askerin süngüsüyle kabul edilmiş anayasalardır. Bu anayasalarda getirdiği sistemlerde milletle uyum sağlamamıştır. 18 kere anayasa değiştirilerek bir yamalı bohçaya dönmüştür. Anayasayı seksenikide yapan irade kurucu irade değildir. Milletin iradesi değildir. Anayasayı yapan irade, darbeden sonra ortaya çıkan darbecilerin iradesidir. Bir kaç tane anayasa profesörünü bir masanın etrafından toplamışlar ‘hadi buyurun bir anayasa yapın’ diyerek bu anayasa ortaya çıkmıştır” diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU SANKİ BAŞKA ÜLKEDE YAŞIYOR GİBİ KONUŞUYOR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerine değinen Kurtulmuş, şöyle devam etti: “Sayın Kılıçdaroğlu ‘Anayasa’ya ‘evet’ denilirse, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gelirse, Türkiye’de kaoslar, krizler olur’ diyor. Sanki mübarek, Türkiye’de yaşamıyor, başka bir ülkede yaşıyor gibi konuşuyor. 1980 öncesinde büyük millet meclisinde 5 buçuk ay Cumhurbaşkanlığı seçimi olmamış. Siyaset bir türlü kilitlenmiş. Siyaset çözüm üretemiyor. Askerlerde ‘Madem demiş siz çözüm üretemiyorsunuz biz tankı tüfeği çıkartıyoruz darbe yapıyoruz…’ 12 Eylül zeminini hazırlayan nedenlerden birisi 12 Eylül öncesinde siyasetin kitlenmesidir. Büyük bir kriz, büyük bir siyasi kaos olmuştur. Sayın Kılıçdaroğlu sanki bunları hiç yaşamadı. Bunların yaşandığı bir ülkede bulunmadı gibi bunları konuşuyor” dedi.
“YÖNETİMDEKİ ÇİFT BAŞLILIK DOLAYISIYLA TÜRKİYE ADIM ATAMADI”
Kurtulmuş, “Yönetimde çift başlılık olmasaydı Türkiye o tarihte yani 1991’de Musul ve Kerkük’e müdahale edecek bugünki DEAŞ ve PYD sorunuyla karşı karşıya kalmayacaktı. Ama ne yazık ki yönetimdeki çift başlılık dolayısıyla Türkiye bir adım atamadı. Maalesef Türkiye Sezer ve Ecevit arasındaki çelişti. Yani yönetimdeki çift başlılık dolasıyla Türkiye çok vakit kaybetti. 2001 krizi geldi. 2001 krizleri Türkiye’de sadece bankaların kapanmasına finans kuruluşunun iflas etmesine değil, aynı zamanda Türkiye’nin dışa bağımlı hale gelerek İMF’nin emir kulu vaziyetine döndürülmesine neden oldu. Şimdi Allah’ın izniyle bu kaos doğuran bu kriz doğuran bu darbelere neden olan sistemi değiştiriyoruz. Bundan sonra 5 yıldan 5 yıla seçim olacak aynı gün hem Cumhurbaşkanı, hükümet başkanı olarak seçilecek. Hem de milletvekilleri yasama organını üyeleri olarak seçilecek. Ertesi gün milletin sandıktan çıkardığı iktidar isterse hükümetin başı olan Cumhrubaşkanı ertesi gün kabinesini ilan edecek. Böylece beklemek yok, koalisyon pazarlıkları yok, ayak oyunları yok. Birinciyi devirip üçüncüyü başbakan yapmak yok. Darbecilere zemin hazırlamak yok. Millet ne diyorsa o olacak, milletin iradesinin üstünde hiçbir irade olmayacak. Bu Türkiye’yi olağan üstü dönemlerden, darbelerden koruyacak bir maddedir. Milletin sorununu çözdüğü bir sitemi mi, krizi ortadan kaldırır? Yoksa kapalı kapılar ardında vesayet odaklarının devrede olduğu bir sistem mi kaos yaratır? Bunun çok açık bir şekilde milletimizle paylaşılması lazım” şeklinde konuştu.
“NE GÜZEL DÜNYAYA TÜRKÇE ÖĞRETİYORUM”
Numan kurtulmuş sözleri şöyle tamamladı: ” İsviçre Blick gazetesi tam sayfa bir manşet attı. Cumhurbaşkanımızın büyük bir resmi Türkçe olarak manşet atmış ‘Erdoğan’ın diktatörlüğüne son vermek için kocaman bir ‘hayır’ yazıyor.’ Türkçe yazmışlar. Ne güzel artık dünyaya da Türkçe öğretiyorum. Bu da işin güzel tarafı. Bu attıkları manşetlerin ne anlama geldiğini iyi görüyor bu millet. Size cevabını 16 Nisan sandıklarında verir. Allah’ın izniyle. Yeni Anayasa darbesavar özellikleriyle yönetimi, gücü, kararı sadece millete veren özelliğiyle yönetimde çift başlılığı çatışmayı ortadan kaldıran özelliğiyle bu ülkenin çok daha hızlı çok daha güçlü yürümesine neden olacaktır. İşte 16 Nisan bütün bu art niyetlerin hepsinin bertaraf edileceği tarihtir. Sandıklardan güçlü büyük bir Türkiye’nin ortaya çıkması için karar verildiği bir gün olacaktır.16 Nisan bütün bu sistemin hastalıklarından bizi kurtaracak Türkiyeyi daha ileriye götürecek güçlü Türkiye istikametinde yürüyeceğiz. Millet olarak hep beraber el ele vereceğiz, ‘evet’ ‘evet’ ‘evet’ diyerek Türkiye’nin geleceğini mühürleyeceğiz.”