Silivri Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi Yılmaz Kandemir,
bugün saat 13.00’te Kale Mahallesi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Geçtiğimiz
hafta belediye meclis toplantısında kendisini yalancılıkla suçlayan Belediye
Başkanı Özcan Işıklar’a çok sert yüklenen Kandemir, belgelerle konuştu.
Özcan Işıklar’a yönelik “Şaşırırsa doğru söylüyor” ifadesini
kullanan Kandemir, “Benim taktığım lakaplar kalıcı olur. Ömer Sabahattin
Çetin’e ‘tavuk’ lakabını takan benim. Ona ‘Tavuk Ömer’ lakabı nasıl oturduysa,
Özcan Işıklar’a da bundan böyle ‘Ali Dibo Özcan’ lakabı oturacak” dedi.
‘IŞIKLAR, ŞAŞIRIRSA
DOĞRU SÖYLÜYOR’
Yılmaz Kandemir, şöyle konuştu: “Bu basın toplantısını
düzenlememin amacı, Silivri Belediye Meclisi’nin 2.Eylül.2013 pazartesi günkü
oturumunda benim yaptığım Gümüşyaka mahallesindeki sosyal tesislerinin ballı
kiralama ihalesi ile ilgili eleştirilerime karşılık Belediye Başkanı sayın
Ôzcan Işıklar`ın o günkü mecliste bana cevaben yaptığı ve meclis
kürsüsünden söylediği yalanlara ve eleştirilerine cevap verme
imkanı vermediği için bu basın toplantısını düzenledim ve Silivrili hemşerilerimi
doğru bilgilerle bilgilendirmek istedim.
Seçimlerde bize oy veren Silivrili hemşerilerim kusura bakmasın ama Belediye
Başkanı Özcan Işıklar yalan söylemeyi ve demagoji yapmayı öyle bir alışkanlık
haline getirdi ki, bırakın yalan söylemeyi, şaşırırsa doğru söyler hale geldi.
Bizim toplumumuzda siyasetçiler yalan söyler düşüncesi yerleşmiştir, genel kani
budur. Tabii ki siyasetçi bana kalırsa hiç yalan söylememesi gerekir ama bütün
dünyada olduğu gibi bizde de çok fazla sıkıştırıldığında o an için çıkış
yolu olarak yalan söyler, bunu anlayabiliriz.Özcan Işıklar, yaptığı yanlışları
kapatmak ve kamufle etmek için sürekli yalan söyler hale geldi. Yalan yanlış
sözlerle, çok çok güzel demagoji yaparak Silivrili hemşerilerimizi
aldatmaya ve kandırmaya hakkı yok. Özcan Bey`in Belediye Başkanı olması, ona
yalan söyleyerek Silivri halkını aldatması ve kandırması özgürlüğünü vermez,
vermemeli de! Bırakın belediye başkanını, halkın oylarıyla seçilmiş kimsenin böyle
bir özgürlüğü yoktur ve olamaz da.
Özcan Bey`in söylediği yalanları belediye meclis tutanaklarına dayandırarak açıklayacağım.
Tutanaklarda söylediklerini baştan itibaren cevaplamaya başlıyorum:
Resmi meclis tutanağı sahife 12; Özcan Bey şöyle demiş benim için: ‘4,5 senenin
üç senesini komisyon ve encümen başkanlığı yapmış birinden bunları duymak çok ilginç
geldiği için…’ diye yalan söyledi. Doğrusu; ben belediyede başkan yardımcılığı
ve meclis üyeliğini birlikte yaptığım süre otuz dört aydır ve bu sure içinde
bir yıl encümen başkanlığı yaptım ve başkan yardımcısı olduğum süre içinde Bütçe
Plan Komisyonu, İsim Komisyonu ve Uzlaşma Komisyonu başkanlığı yaptım. Hatta
bir donem de İBB’de Bütçe Plan Komisyonu üyesiydim.
Yine Özcan Bey şöyle demiş; ‘Bir tane encümen toplantısına katılmadım.’
İlginçtir, işte burada şaşırdı herhalde, doğru söylemiş. Doğru söylemiş ama
benim bir yıllık encümen başkanlığımın haricinde kendisi encümen başkanıdır ve
halen öyledir ve bütün encümen kararlarının altında izinli olduğu vekalet dönemleri
hariç kendisinin ıslak imzası vardır.
IŞIKLAR KENDİ AĞZIYLA
YAKALANDI
Kendi ağzıyla yakalandı Özcan Bey. Bu şekilde yapmakla suç işlemiş
olmuyor mu? Benim donemim hariç 3,5 yılda ortalama 182 defa encümen toplantısına
katilmiş gibi imzalayarak 182 çarpı 70 TL’den toplam 12.740 TL haksız
yere oturum parası almış oluyor. Belediye başkanı, katılmadığı halde katilmiş
gibi yaparak almış olduğu bu 12.740 TL’yi derhal hemen belediye veznesine gidip
yatırsın! Eğer yatırmazsa ben Silivrili hemşerilerimin adına bu paranın takipçisi
olacağım ve yatırıp yatırmadığını Silivrili hemşerilerime bildireceğim.
Resmi meclis tutanağı sahife 13; Özcan Bey şöyle demiş: ‘Hak etmediğim,
içinde alın teri olmayan, emeği olmayan, kendi kazancının dışında belediyeden geçinen,
çoluğunun çocuğunun boğazından, hak hukuk olmayan parayı geçiren namussuz ve
şerefsizdir!’
Ben Özcan Bey`in bu sözleri üzerine hiçbir şey söylemeyeceğim,
değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum.
Resmi meclis tutanağı sahife 12; Özcan Bey şöyle demiş: ‘Belediyenin yaptığı işlerden,
belediyenin yaptığı bir uygulamadan bir kuruşu -ki benim kadar cimrisi ve
sıkısı, artık meşhur olduk, ben olaya öyle bakıyorum…’
Evet doğru, Özcan Bey çok sıkı ve cimridir ama kendi malına ve parasına gerçekten
sıkıdır, cimridir. Belediyenin, kamunun, yani Silivrili hemşerilerimin parasına
ve malına pek sıkı ve cimri olduğu söylenemez. Bu konuyu da onunla istediği
yerde ve ortamda çok rahatlıkla tartışmaya her zaman hazırım.
ŞİMDİ HANGİ YALANLA KURTARMAYA ÇALIŞACAK
Gelelim ,simdi bu günün en önemli konusuna…
Resmi meclis tutanağı sahife 13; Özcan Bey şöyle demiş ve yalan söylemiş: ‘Altını
çizerek çok net söylüyorum: burada bir Dibo oyunu oynanıyorsa, Çanta
tesislerinin ihalesini yapan kişidir (burada beni kastediyor). Hatta bir
ara önerge geldi, dediler ki ‘Ben telefon etmişim, tek katılımcı vardı,
verildi.’
Belediyede kamu hizmetlerinde birinci öncelik para değildir. İhale yaparsınız, orayı
verirsiniz. Açık ve bütün Türkiye’ye duyurulan bir ihale yaptınız. Geldi buraya
biri 20 bin TL kira verdi. Balıkçılar Kooperatifi kira ihalesi. Çok iyi bilir,
kendisi yaptı.
Evet sayın basın mensubu arkadaşlar, değerli hemşerilerim. Birazdan size vereceğim
2 Ekim 2009 tarih 1143 no’lu encümen kararının encümen başkanı Özcan Bey’in
kendisidir ve yine 17 Eylül 2010 tarih ve 1408 no’lu encümen kararının başkanı
o günkü başkan vekili Melih Yıldız’dır. Yani görüldüğü gibi ben encümen başkanı
olarak bu kiralama ihalelerinde komisyon başkanı değilim. Bu da gösteriyor ki,
Özcan Bey düpedüz pazartesi günkü mecliste yalan söylemiş! Ben boşuna demiyorum
Özcan Bey şaşırırsa doğru söyler diye. İşte ispatı. Var mı bunun daha ötesi? Merak
ediyorum, şimdi ne yapacak beyefendi, hangi yalanla bu yalanlarını örtmeye çalışacak…
Resmi meclis tutanağı sahife 15; Özcan Bey aynen şöyle demiş: ‘Bu anlayışa
kalkıp Ali Dibo mu bilmem ne… Bizim Dibolarımız yok. Varsa bir tane Ali Dibo,
o da Çanta’da, o da Yılmaz Dibo’dur. Çanta’daki ihaleyi de o yaptı zaten. bizim
Çanta’daki ihalemizde oydu başkan. Ben ona talimat verdim mi? Burada bir tanesine
karıştım mı? O ihalede de sendin, komisyonda da sendin.’
Yukarıdaki söyledikleriyle Özcan Bey Çanta’daki ihalede Ali Dibo oyunu oynandığını
resmen kabul etmiş ve kendi ağzıyla itiraf etmiş oluyor.
Pazartesi günkü meclis toplantısında Özcan Bey’in son yalanı da şu; ‘Büyükşehir
aptal mi? Büyükşehir bile işletmelerini bu şekilde yapıyor. Nezih, kaliteli ve üretim
kapasitesi yüksek, hizmet standardı da yüksek. Ama kontrol kendinden çıkmıyor. Biz
de aynı uygulamayı yapıyoruz. Onun için yapılan uygulama bundan ibarettir.Ve
bunun bilinmesini istiyorum.’
Büyükşehir Belediyesi’nin bu gibi tesisleri, Sosyal İşler
Daire Başkanlığı’na bağlı kendi şirketi olan BELTUR A.Ş. tarafından işletilmektedir.
Silivri Belediye başkanının bundan haberi olmaması da bir garip değil mi?
ALİ DİBO ÖZCAN!
Özcan Bey beni Çanta ihalesi için suçlayarak bana mecliste Yılmaz Dibo dedi. Dedi
mi, dedi. Çanta ihalesinde Ali Dibo oyunları olduğunu kendi ağzıyla itiraf etti
mi, etti.
Özcan Bey’in çok sevdiği, sırdaşı baş danışmanı ve can arkadaşı Ömer Sabahattin
Çetin’e ‘tavuk’ lakabını çocukluk yıllarımızda ben takmıştım ve bayağı da iyi
bir lakap bulmuşum ki elli yıldan bu yana hatırlanan ve söylenen bir lakap.
Şimdi ben Sayın Özcan Bey`e söylediği yalanlardan dolayı Ali Dibo lakabını
uygun görüyorum ve benim taktiğim lakaplar 50 yıl sonra da unutulmadığına göre,
elli yıl sonra Silivri’de yaşayanlar ‘Bir zamanlar Silivri’de Alı Dibo Özcan lakaplı
bir belediye başkanı varmış’ diyecekler ve çocuklarımız ve torunlarımız tarafından
bu beyefendi bu şekilde anılacaktır. Bu lakap, bu günden itibaren kendisine hayırlı
ve uğurlu olsun.
DAVA AÇACAĞIM
Son olarak sunu belirtmek istiyorum: Ben daha evvel basında
veya mecliste girdiğimiz siyasi polemiklerden dolayı kendisine hiçbir zaman
ceza ve tazminat davası açmadım. Fakat kendisi bana karşılıklı hatta önce kendi
bana basında hakaret ettiği halde, ben dava açmadım. Yalnız aynı ayarda
ondan 15 gün sonra basında cevap verdim.
Fakat bu defa, Özcan Işıklar göz göre göre yalan söyleyerek ve yanıltarak, sahsımı
kamuoyu önünde küçük düşürücü, yalan yanlış şeyler söylediği için kusura bakmasın
bu defa kendisine hem yüklü bir tazminat davası hem de ceza davası açacağımı
kamuoyuna saygılarımla bildiririm.”
