CUMHURİYET Halk Partisi Silivri Belediye Başkan Adayı Özcan Işıklar, kalabalık bir konvoyla geldiği Fener Mahallesi’nde hemşerileriyle biraraya geldi. Işıklar’a İlçe Başkanı Mümin Tuğlu, meclis üyesi adayları ve çok sayıda partili eşlik etti. Halkın yoğun ilgisiyle karşılanan Işıklar buradaki konuşmasında özellikle iktidarı sert bir dille eleştitirerek, “Bırakın buralara hizmeti, onlar yaşananlardan sonra nereye ve nasıl kaçacaklarını düşünüyorlar” dedi. AKP adayına da göndermede bulunan Işıklar şunları kaydetti: “‘Bırakın partiyi canım, ben buranın çocuğuyum’ diyen bir arkadaş var. Biz de bekliyorduk zaten, İstanbul’dan beyaz atlı bir prens gelsin de bizi yönetsin diye.”
TUĞLU: SİLİVRİ’DE SEÇİMİ TARİHİ FARKLA ALACAĞIZ
Fener Mahallesi’nde gerçekleştirilen halk toplantısının açılış konuşmasını yapan CHP Silivri İlçe Başkanı Mümin Tuğlu, “Sizler bizim köyümüzdünüz, şimdi mahallemiz oldunuz. İlk toplantımıza sizlerle başlıyoruz ve bundan da mutluluk duyuyoruz. Daha önceleri çeşitli nedenlerle geldik buraya ama şimdi gelişimizin altında yatan Silivri’nin, İstanbul’un ve ülkemizin kaderini belirleyecek olan 30 Mart seçimleri. 30 Mart’ta Başkan Adayımız Işıklar’a, meclis üyesi arkadaşlarımıza ve İstanbul ölçeğinde de Sayın Sarıgül’e destek vereceğinize eminim. Ve inanıyorum ki sizlerin desteğiyle Silivri’de seçimi Sayın Işıklar ve arkadaşları tarihi bir farkla kazanacaklar” dedi.
IŞIKLAR: MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR
“Fener bizim en önemli mahallerimizden biri oldu” diyerek söze başlayan CHP Silivri Belediye Başkan Adayı Özcan Işıklar da, “Daha önce orman köyü vasfındaydı ve İBB’ye bağlıydı. Meydandaki bir çeşmesini bile 7 yıldır yapmayı düşünmediler. Şimdi de İBB’yi alıp hizmeti getireceklermiş. Bu saatten sonra özellikle AKP’ye oy veren vatandaşlarımızın bile yüzün kızartan yolsuzlukları, saklamaya çalışsalar da, facebooku, twetteri kapatmakla tehdit etseler de her şey ortada. Halkımızın haber alma özgürlüğünü kısıtlamaya çalışmalarına rağmen mızrak çuvala sığmıyor. Kim inanır bu söylediklerine?” dedi.
“AKP KALACAK MI DA HİZMET GETİRECEKLER!”
Işıklar daha sonra Fener halkına hitap ettiği konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hizmet gelecekmiş! Ne hizmeti gelecek? 18 ay sonra yapılacak olan seçimlerden sonra AKP diye bir parti mi kalacak ortada? İBB’de AKP diye bir partimi kalacak? Bu memleket buna layık mı? Bu deli gömleğini daha ne kadar üzerinde taşıyacak? Onların artık kendilerine hayrı yok ki bu memlekete hizmet getirsin.
“MEZARLIKLARDAN BAŞKA YEŞİL ALAN BIRAKMADILAR”
İstanbul’da mezarlıklardan başka yeşil alan kalmadı. İstanbul’u yağmalayan, peşkeş çeken anlayış şimdi bu tarafa doğru akmaya başladı. Onların hizmet dedikleri şeyi Beylikdüzü’nde gördünüz. Her yer beton yığını, rezidanslar ve sağlanan rantlar. Bizim hizmetimiz ise insan. Önce insanı insan yerine koymak. O insanların gelecek umutlarını Silivri’de bulmasını sağlamak belediyecilik. Belediyecilik Fener Köyü’nün aslına uygun restorasyonunu, aslına uygun yollarını ve imar planlarını yapmaktır.
“1000 DÖNÜM ARAZİNİZE GÖZ DİKTİLER”
Fener’e ne hizmet getireceksin? Hizmetten çok korunmaya ihtiyacı var burasının. Şimdi buradaki 1000 dönüm araziye göz diktiler. Köy tüzel kişiliği neden kaldırıldı açıklayayım. Bu bin dönüm arazinin 350’si mera 650’si köy tüzel kişiliğine aitti. Buradaki toplantımızda da bunu dile getirmiş hatta İstanbul Üniversitesi’yle de konuşmuştuk bunu. İsteğimiz, arazinin mera vasfından çıkartılması, ardından Çapa ya da Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri’nden birinin buraya gelmesiydi. Bunun kararını da bu arazinin gerçek sahibi olan sizlerin koyulacak sandıktan çıkan iradesi şekillendirecekti. Ama şimdi ne oldu? Mahalleye döndürüldünüz ve o arazi hazineye geçti. Hazine de istediği zaman bunu satabilir. Şehircilik Bakanlığı, Taksim olaylarının patladığı, gürültü patırtı arasında bu kanunu çıkardı. İşte köy tüzel kişiliğini kaldırmalarının altında yatan gerçek neden bu.
“HİZMETİ DEĞİL, NEREYE KAÇACAKLARINI DÜŞÜNÜYORLAR”
Bunlar gidici. Artık son kullanma tarihleri geçti. Artık hizmeti değil, nereye, nasıl kaçacaklarını düşünüyorlar. İstanbul’da bıçak kemiğe dayandı. O nedenle 30 Mart’ı bir genel seçim havasında kutlayacağız. 31 Mart, Türkiye’nin bu kara talihinin silineceği, temizleneceği tarih olacak.
“İSPAT EDEN ŞEREFSİZDİR DEMİŞTİ AMA İSPAT EDİLDİ”
Geçmişte AKP’ye oy vermiş olan hemşerilerimiz, vermiş oldukları desteğin bizi ne kadar vurduğunu, onları tek adamlılığa, padişahlığa getirdiğini artık görüyor. Adaleti ellerine aldılar. Bir Başbakan, telefon açıp mahkemenin hâkimine talimat veriyor. Hani mahkemeler millet adına karar verirdi. Artık Tayyip adına karar veriyor. Adalette, poliste hükümetin emrine girmiş durumda. Apo’yu alıp Oslo’da gizli pazarlıklar yapan anlayış, sonra inkâr etti, ‘Görüşen şerefsizdir’ dedi. Ve görüşüldüğü belgelendi. Bu ülkenin genelkurmay başkanını aylarca hapiste yatırdılar. Şimdi de bu davanın savcısı olduğunu söyleyen adam bugün mağduru oynamaya kalkıyor.
“AKP’NİN DAHA ÇOK PİSLİKLERİ ÇIKACAK”
Şu an yerelden çok geneli konuşmak durumunda bırakılıyoruz. İçinde bulunduğumuz süreçte AKP’nin daha çok pislikleri ortaya çıkacak. Artık bu bir rejim sorununa dönüştü. Türkiye’nin bugüne kadar edindiği bütün değerleri, 90 yıllık cumhuriyetin kazanımları, birikimleri haraç mezat satıldı. Satılmayan bir hazine arazileri, meralar kalmıştı. Şimdi de işte onlara göz diktiler. Bizleri yerimizde kiracı, yerimizde işgalci haline getirmeye çalışan bir bakış açısı.
“KİM ÖLE KİM KALA”
Yok kanal gelecek, yok metro gelecek! Yıl 2034. Sen insanların aklıyla dalga mı geçiyorsun, hakaret mi ediyorsun? Seçimler 2014’te. Geleceğin, kalacağın ne malum ki zaten gidicisin. Kim öle kim kala? Sen yapacaksan, 5 yıl içinde ihalesinin yapılacağını ve başlanacağının sözünü vereceksin! Planların geçirilmemesinin, bugüne kadar Silivri’nin raylı sistemle tanışmamasının altında yatan tek gerçek bizleri cezalandırmak. Çünkü Silivri’yi onlara yağmalattırmadık, peşkeş çektirmedik.
“NE GÖZ YUMDUM NE DE YUMDURDUM”
Şimdi ne yapacak? Ortalığı karıştırmak için, etraftan birkaç tane kendini bilmezi, kendini tanımazı toplayacak, onlara yazılar yazdırarak, hayal ürünü olaylarla bizi itibarsızlaştırarak kafaları karıştırmaya çalışacak. Yok, öyle bir şey. Ben beş yıldır hem kendime, hem sizlere hem de Allah’a hesap verdim. Bir tane şaibeye, yolsuzluğa ne göz yumdum ne de yumdurdum.
“DİRİ DE KALMADI ÖLÜYE GÖZ DİKTİLER”
Ben geçmiş beş yıl boyunca hiçbir yetkim olmamasına rağmen gelip buraya çeşmesinden yoluna her şeyi yapmaya çalıştım. Fakat önümüze çıkarak, ‘yetkiniz yok’ girmeyin oldu. Muhtar Muharrem bunu çok iyi bilir. Bugün de yeni bir şey atmışlar oraya ‘Silivri Belediyesi gelirse mezarlıklardan 10 milyon alacakmış!’ Nereden çıktı bu? Akılları fikirleri parada. Elleri sizin cebinizden çıkmıyor. Biz veriyoruz burada araziyi. Üstüne bizim para almamız lazım. Fener’e borçlu olan onlar. Şimdi gelip mezarı parayla satacaklarmış. Kimin malını kime satıyorlar? Diri de kalmadı ölüye göz diktiler. Sülün Osman’ı geçtiler. Sakın bir lira dahi vermeyin.
“AMPULÜ KAPATACAĞIZ”
Bütün dertleri fakir bir azınlığa karşın mutlu bir çoğunluk yaratmak. Bölmek ve ayrıştırmak için uğraşıyorlar. Bir çomak sokuyorlar ortaya, bizi karıştırıyorlar. Dertleri biz kavga ederken başka yerlerden götürmek. Artık buna kanmak yok. Bunun hesabını 30 Mart’ta soracağız. Evlerde asıl yapıyoruz ampulleri? Sola doğru çevirince sönüyor. Artık ampulü kapatacağız.
“BİZDEN ÇIKMALARI ETRAFINA TOPLAMIŞ…”
Burada yıllardır görev yapmış bir arkadaşımız gitmiş Başbakanın yanına, O da demiş ki’ Silivri’yi senden istiyorum’ Sonradan duyduk ki aslında ‘Tahir evi taşıdın mı Silivri’ye’ demiş. 15 yıl burada oturmadı ki. Buranın nerede olduğunu bilmez. Şimdi
bizden birkaç tane çıkmayı toplayacak etrafına, yazı yazdıracak üç beş tane. Onlar da mübarek olsun, al tepe tepe kullan. Yazıyor bir tanesi, belediyenin 130 milyon borcu varmış. Sen ne iş yapıyordun belediye de? Güvenlik memuru muydun? Bilmiyor musun kaç para alacak verecek var? Bugün mü aklına geldi? Bütün çıkmaları toplayabilirsin, güle güle kullan. Mevlana’nın dediği gibi, bazı insanlar odaya girdiğinde aydınlatır, bazıları da çıkınca aydınlatırmış. Onlar çıktı, parti aydınlandı.
“SİYASETİ SİZLERLE YAPACAĞIZ”
Biz siyaseti kendi vicdanı için, toplumun hizmetkarlığına talip insanlarla yapacağız. Biz siyaseti sizlerle birlikte yapacağız. Merkezine insanı koyacağız çalışmalarımızın. Fener Mahallesi’nde ne olduğunu ben bilirim. Ömrümün geçtiği memlekette Fener’in ne demek olduğunu da iyi bilirim.
“GELİP NEYİ ANLATACAKLAR?”
Fener’in en çok ayçiçeği ürettiği günler nerede? Nerede tarım? Zamlardan sonra mazot 6 TL’ye çıkacak. Az kaldı, seçimden sonra olacak. Böyle bir yağmanın, zam yağmurunun altında kalacak bu insanlar. Bu da fakirleştirmenin başka bir yolu. Bunca yıldır Fener’de ayçiçeği ve buğdayın dışında var mı bir endüstriyel tarım, organik tarım… ‘Al bu teşviği’ diyen var mı? Limana yanaşan yatlara, gemilere mazot 1 TL, üreticiye 6 TL. Kendi kendine yetebilen dünyadaki 7 ülkeden biriyken geldiğimiz nokta ortada. Hayvancılıkta da durum aynı. Yurt dışından ithal hayvanlar getirdiler, kestiler. Bu mudur sizlere değer vermek? Gelip bunları mı anlatacak?
“BİZ DE BEYAZ ATLI PRENSİ BEKLİYORDUK ZATEN”
Partisini söylemekten utanıyor. Yerinde olsam bende öyle bir partiden utanırdım. Ama ben gururla söylüyorum CHP’nin adayı olduğumu. ‘Bırakın partiyi canım, ben buranın çocuğuyum’ diyen bir arkadaş var. Babannesi burada doğdu diye, 5 yılda bir buraya geleceksin ve partini söylmeden kendine oy isteyeceksin. Biz de bekliyorduk, İstanbul’dan beyaz atlı bir prens gelsin de bizi yönetsin diye. Bu anlayış yok. Geleceğini burada bulan herkes buranın evladıdır, çocuğudur, insanıdır.
“AKP BİR PROJE PARTİSİDİR”
Geçtiğimiz süreçte AKP’nin bir proje partisi olduğu da ortyaya çıktı. Yani yok öyle bana oy verirsen hizmet vereceğim nutukları. Bu halk bunu yutmaz. İnanıyorum ki 30 martta bu rejim sorununa son verecek, cumhuriyetin temel direklerini yok etmeye çalışan bu anlayışı tarihi bir farkla sandığa gömeceğiz.
“BELEDİYELERİN KAPANMASINI İSTEMEDİK”
Ne köylerin tüzel kişiliklerinin ne de belde belediyelerinin kapanmasını istemezdik. Yerinde, yerinden yönetimi istedik. Buraları biz kendimiz yönetemeyecek miyiz? İlla ki bir çoban mı lazım başımıza? 39 belediyeyi kapatıp buraya müdür atamayı bile düşündüler. Tek İBB kalacak.
“NE SÜMEYYE’Sİ NE BİLAL’İ BİTİREMEDİ…”
Tüm politikalarının amacı insanları fakirleştirmek. Fakirliklerinden biat eden bir toplum yaratmak. Sonra da bu ülkenin tüm kazanımlarını peşkeş çekmek, yolsuzluk yapmak. Ne paradır ki götür götür bitmiyor. Ne Sümeyyesi ne de Bilal’i bitiremiyorlar bu parayı. Bütün sülaleye dağıtıyor, yine bitiremiyor. Demekki uçaklarla kaçırıldı onca para. Bu sadece onun, bir de çevresini düşünün.
“ALTI AYDA YOLLARINIZI BİTİRECEĞİZ”
Geçen beş yılda yaptıklarımız sadece bir başlangıç. Silivri’yi aydınlk yola çevirdik. İnsanı insan yerine koyduk, o kapıyı umut kapısı yaptık. Burada üniversitelerimiz olacak. Fener’in tamamaının yolunu yapmak 6 ayımızı almayacak. Mahalle ile köy arasındaki farkı göreceksiniz. Bugüne kadar bizi sokmayan, yetkimizin olmadığını söyleyenlere altı ayda cevabını vereceğiz.
“FENER’İN MALI FENER’DE KALACAK”
Şimdi seçimlerin ardından 1 nisanda burasını mahalle olarak teslim alacağız. Ve bunu da köy meydanında yapacağım. Ne aldığımızı, harcını borcunu bütün Fener halkı görecek. Kapalı kapılar arkasında kağıt üzerinde olmayacak bu. Köyün malı da köy de kalacak. Geçen dönem yaşandı bu. Alipaşa’da aldılar İspir’e gönderdiler.
“HADİ KARDEŞİM BAK İŞİNE!”
Belediye olarak bütün mahallelerimize sahip çıkacağız. Buaraları bizim onurumuz. Öyle dışardan gelme toplamalarla, çıkmalarla biraraya gelip sizlerin kafalarını karıştırmaya kalkışanlara, ‘Hadi kardeşim bak işine. Biz aydınlıktan yanayız. Cumhuriyet değerlerini koruyacağız. Bu saltanata son vereceğiz’ diyeceğiz.
“İKİ DANAYA ÜÇ DÜVEYE KANMAYIN”
Ben Fenerli hemşerilerimin kafa karıştırmalara, iki danaya, iki düveye kanmayacağına inanıyorum. Bunların birer tuzak olduğunu bildiğinizi biliyorum. Kendi alınterinizi, emeğinizi birilerine çaldırmayın, bu zenginlik bize fazlasıyla yeter. Kendi yağıyla kavrulacak kadar zengindir Silivri. Hele ki yeni dönemde tüm bunları İstanbul’da Sayın Sarıgül ile birlikte yapacağız.
