KURFALLI Mahallesi’nde gerçekleşen halk buluşmasında konuşan CHP Silivri Belediye Başkan Adayı Özcan Işıklar’ın hedefinde yine tarihte görülmemiş bir yolsuzluğa imza atan AKP iktidarı ve Türkiye’yi karanlık coğrafyanın içine atmak isteyen zihniyetin yereldeki başkan adayı vardı. Silivri’deki toplama kamplarına, bugün ülkeyi bu duruma getirenlerin otobüslerle gelişine tanıklık edileceğine vurgu yapan Işıklar, aynı zihniyetin yereldeki aday ismini de “Hangi yüzle sizlerin karşısına gelecek” sözleriyle eleştirdi. Işıklar’a ziyaretinde İlçe Başkanı Mümin Tuğlu, meclis üyesi adayları ve çok sayıda partili eşlik ederken, Muhtar Yılmaz Sütçü tarafından karşılandı.
TUĞLU: 30 MART’TA SİLİVRİ’DE İSTANBUL’DA BİZİM OLACAK
CHP Silivri Belediye Başkan Adayı Özcan Işıklar Kurfallı Mahallesi’nde gerçekleşen halk buluşmasında, “Köy statüsünden çıkartılarak mahalle oldunuz. Silivri’nin merkez mahalleleri gibi olacaksınız. Çok zor şartlarda bir Silivri almasına karşın Sayın Belediye Başkanımız tüm sorunları aştı. Geçmiş 5 yılda sizler için gece gündüz çalışan deneyimli başkanımız, inşallah 30 Mart günü de sizlerden aldığı destekle yeniden Silivri’nin belediye başkanı olacak. Mustafa Sarıgül’de İBB Başkanı olacak. Kendisinin de Özcan Işıklar’a sonsuz desteği var. İkisi bir araya geldiğinde Silivri’nin de sorunları çok daha hızlı bir şekilde çözülecek” dedi.
IŞIKLAR: SİZLERİ YOK SAYDILAR
CHP Silivri Belediye Başkan Adayı Özcan Işıklar da Kurfallılı hemşerileriyle bir araya geldiği buluşmada, “Geçtiğimiz dönemde orman köyü statüsündeydiniz. Size oy kullandırmadılar, bu hakkınızı gasp ettiler. Kısaca sizleri yok saydılar. Biz yapmak istediğimizde de yetkimiz olmadığını öne sürerek bir çivi dahi çaktırmadılar. Geçen süreçte de bir tane ufak tefek işler hariç İBB’ye bağlı bir araç göremedik buralarda” dedi.
“MUHTARLARIMIZ MECLİS ÜYEMİZ GİBİ ÇALIŞACAK”
Işıklar konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Biz belediyelerin kapanmasına, köy tüzel kişiliklerinin kaldırılmasını istemedik. Ama yeni dönemde yerinden yönetim adına muhtarlıkların yanında bir bina daha olacak. Köy başkanlığına dönüştüreceğiz. Muhtarlarımız bizim meclis üyelerimiz gibi olacak. Sizler belediyeye gelmeden sorunlarınızı yerinde çözebileceksiniz.”
“GÖZLERİNİ SİZİN TOPRAKLARINIZA DİKTİLER”
Köy tüzel kişiliklerini neden kaldırdılar? Çünkü İstanbul da yağmalanacak yer kalmadı. Yeşili sadece mezarlıklarda görür olduk. Buralarda meralar var. Yani sizlerin ortak malı olan yerler var. Şimdi köy tüzel kişiliklerini kaldırarak buraları hazineye devrettiler. Hazine de istediği zaman buraları satma yetkisine sahip. İşte malınıza göz diktikleri için köy tüzel kişiliklerini kaldırdılar.
“NE TARIM KALDI NE HAYVANCILIK”
Yerel seçimlere günler kaldı. Ziyaretlerimizde köylerin durumunu, sıkıntıları anlatıyoruz. Bize siyaset yaptığımızı söylüyorlar. Ne yapacaktık? Tarım deseniz içler acısı, hayvancılık ona keza. Üretici zor şartlar altında eziliyor. Yıllardır 2B dediler, köylünün malını köylüye satmaya kalktılar. 2 düve 3 dana vermekle hayvancılığın kurtulacağını sandılar. Olmadı ithal hayvanlar geldi ülkemize. Kendi kendine yetebilen dünyadaki sayılı ülkeler arasındayken geldiğimiz durum ortada. Daha ne olsun?
“DEVLETİN SOYULMASINDA BİZİM NE DAHLİMİZ VAR?”
Tüm bu yaşananların sorumlusu bir iktidar var ülkemizde. İlçe başkanları tutmuş, genel siyaset yaptığımızı, projelerimizi anlatmamızı söylüyormuş. Peki yerelde genel siyaset konuşmak zorunda bırakan kim bizleri? Bakanların çocuklarının yolsuzlukları ortada. Hırsızlıklar, halkın cebinden iradesi dışında çıkan paralar ortada. Hukuk deseniz kalmamış. Adalet başbakanın iki dudağından çıkanlara göre yönlendiriliyor. Peki, genelden biz bahsetmeyelim de ne yapalım? Biz miyiz suçlusu, yoksa tarihte görülmemiş büyüklükte bir yolsuzluğun baş aktörü olan AKP mi? Bizim devletin soyulmasında ne dahlimiz var?
“HANGİ YÜZLE KARŞINIZA GELECEK”
Bir arkadaşımız da çıkmış ben içinizden biriyim. Bana oyunuzu verin partiyi boş verin diyor. Oy verenlerin bile yüzünü kızartan bu yolsuzluk ve hırsızlık nedeniyle partisinin adını söylemekten utanıyor. Ben de onun yerinde olsam utanırdım elbet. Peki böyle bir zihniyetin yereldeki temsilcisi olan, partisinin adını söylemekten utanan biri karşınıza hangi yüzle gelecek? Çıkmaları yanına alıp sizlerin desteğini istiyor. Güle güle kullansın. Yetmemiş, bizim yaptıklarımızı kendi projesiymiş gibi kitapçığa da koymuş. Önce bir etrafına baksana sen. Bunları kimse yemiyor artık.
“BİZİM KIBLEMİZ İNSAN”
Bizim projelerimizin merkezinde her zaman insan oldu. İnsanı insan yerine koyduk. Bizim tek derdimiz insan oldu. Silivri’yi geliştirmek, insanların gelecek
umutlarını bulabilecekleri bir huzur adasına dönüştürmek için çalıştık. Ama onların bahsettiği gibi gelişmek, örnek gösterdikleri Esenyurt ve Beylikdüzü. Bize göre gelişmekse yaşam biçimini koruyarak o bölgeyi aslına göre restore etmektir. Betonlaştırarak, peşkeş çekmek gelişme olamaz. Biz, köy minibüslerini şehrin içine sokmayan, sizleri önemsemeyen anlayışa inat bütün mahallerimizi bir yaptık. Silivri’de kongre merkezi, teknopark, spor merkezleri olacak. Sahillerimizi kimselere yağmalatmadan halka açacağız. Biz kıblesi insan olanlarız.
“KURFALLI’NIN MALI KURFALLI’DA KALACAK”
Cumhuriyete, Atatürk’e, Alevi’sine, Sünni’sine, Türküne, Kürd’üne, Laz’ına, Çerkez’ine, kısaca bizi biz yapan tüm değerlere sahip çıkacağız. Ayrıştırmadan, insanları kutuplaştırmadan. Silivri artık geri dönülmez kalemizdir. 30 Mart’ta İstanbul’u da alacağız. Artık bunların son kullanım tarihi geçti. Ampulü kapatacağız. Bu toprakların kiracısı, işgalcisi değil, asıl sahipleri olduğumuzu göstereceğiz. Geride kalan beş yıl boyunca bir karışını yağmalatmadık. 1 Nisan’dan itibaren buraları teslim alacağız. Ama Kurfallı’nın malı burada kalacak. Geçmişte olduğu gibi Erzurum’a gitmeyecek.
“GİT KARDEŞİM GÖLGE ETME YETER”
Bizlere yerelde geneli konuşturanların yaptığı yolsuzluğun bedeli yaklaşık olarak 245 milyon euro. Bahsedilen rakam bu. Bunun yüzde 1’ni Trakya’ya verseler tarım kurtulur. Ama onlar bunun yerine mazota zam yapıyor, 2B aldatmacasıyla sizin malınızı size satmaya kalkıyorlar. Ama 30 Mart’ta anamızı da alıp sandığa gideceğiz ve onları oraya gömeceğiz. Ve diyeceğiz ki, ‘git kardeşim, gölge etme yeter’
“30 MART MİLAT OLACAK”
Artık zamanı geldi değişimin. Televizyonları kapatabilirler, gazeteler susturulabilir, billboardlardan reklamlar sökülüp, facebook ve twetter kapatılabilir. Ancak bunların hiç biri bizi susturmaya yetmez. Aydınlığa giden yoldan bizi döndüremezler. Silivri’de yarattıkları toplama kamplarına birgün onların otobüslerle getirildiğini göreceğiz.
“ŞEREF VE ONUR DUYUYORUM”
Biz, sizlerin temel değerlere sonuna kadar sahip çıkacağınızı biliyoruz. Siyahla beyazın seçiminde bizlere destek vereceğinize inanıyorum. Sizlere hizmet etmekten şeref ve onur duyuyorum