“Amacımız devraldığımız mirası bizden sonrakilere ulaştırmak”
Sergi açılışında konuşan Mehmet Besim Müftüoğlu, “Amacımız Necmeddin Okyay gibi ustaları yeni neslin tanımasını sağlamak. Devraldığımız mirası bizden sonrakilere de ulaştırmak. Bu nedenle kültür ve sanatta birinci olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Umarım attığımız bu taş yerine ulaşır. Tekrar hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Necmedddin Okyay’a ait 70’ye yakın hat, ebru ve cilt eserlerinden oluşan sergi Küçükçekmecelilerden yoğun ilgi gördü.
“Ömrünü sanata adamış bir üstat”
Etkinlik kapsamındaki konferansta konuşan Prof. Uğur Derman ise Okyay’ın talebesi olduğunu belirterek, Necmeddin Okyay’ı “Her anını dolu dolu geçiren bütün nefeslerini sanata adamış bir sanatkardı” diyerek tanımladı.
“Dönemin en iyi hattat hocası”
Konuşmasında Okyay’ın eğitim hayatına değinen Derman, “Üsküdar’ın meşhur hususi bir mektebi vardı, o devirde. Halil Rüştü Bey tarafından kurulmuş Ravza-i Terakki. Burası hakikaten feyizli bir mektepti. En iyi hocalar ders vermeye oraya gelirlerdi. Aradan yıllar geçtikten sonra, oradan mezun olan üç şahıs, kendi mesleklerinin piri kabul edilmişlerdi. Biri Okyay, hattatların o devirdeki piri, ikincisi Üsküdarlı Ali Efendi, üçüncüsü de Burhan Felek’ti” dedi.
“Sülüs ve nesih yazılarını da öğrendi”
Derman, sanatçının Nuruosmaniye Medresesi’nde sülüs ve nesih yazılarını da öğrendiğini aktararak, “O esnada eline ebru kağıdı geçer. Ebruyu öğrenme telaşına düşer. ‘Bunun en alasını Üsküdar Özbekler Dergahı Şeyhi Ethem Efendi yapar’ derler. Hemen Ethem Efendi ile ilişki kurar ve devama başlar. Yalnız ebruculuğu değil, kağıt cilalama sanatı olan kağıt terbiyesini de öğrenir. Bir de merakından dolayı ince marangozluğa başlar” ifadelerini kullandı.
“Beğendiği eserleri kendi koleksiyonunda toplamış”
Derman, Necmeddin Okyay’ın koleksiyonculuğuna da değinerek, “Kendi imkanları ile müzayedelere katılıp, eser toplamaya başlamış. Bu şekilde kendine hususi koleksiyon edinmiş. Bu arada hem hattat hem ebrucu olduğu için hocanın ‘yazılı ebru’ diye de bir buluşu var” dedi. Derman, sanatçının ciltleme ve botanik alanında da birçok iş yaptığını dile getirerek, okçuluk sporuyla yakından ilgilendiğini ve klasik okçuluğun günümüze aktarımında önemli bir görev üstlendiğini de kaydetti.
En güzel eserleri Okyay için seslendirdi
Programda, en güzel Klasik Türk Müziği eserlerini Necmeddin Okyay anısına seslendiren Hamide Uysal ise, katılımcıların büyük beğenisini kazandı. Yaklaşık bir saat boyunca sahnede kalan Uysal, hicazkar şarkılar, Hüseyni makamından şarkılar ile Necmeddin Okyay’ın güftelerinden eserleri de seslendirdi. Program sonunda ise Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Besim Müftüoğlu konuklara teşekkür ederek çiçek takdim etti. Sergi ise 15 Şubat tarihine kadar SKSM’de vatandaşların ziyaretine açık olacak.
Necmeddin Okyay Kimdir?
1883’de Üsküdar’da doğdu. Talat Bey’den Rik’a, Divani, Celi Divani yazılarıdan icazet aldı. Sonra Bakkal Arif Efendi’den sülüs-nesih dersi almıştır. Bu arada ebruculuk ve aharcılık (kağıdı cilalama sanatı) öğrenmiştir. Üstad Sami Efendi’den Talik ve Celi Talik meşk etmiştir. Güzel Sanatlar Akademisi’nde hocalığı vardır ve 1976’da vefat etti. –