Gazeteci Özgün Deniz Gündüz, CHP Silivri İlçe Başkanlığı’nda resmi başvurusunu yaparak Belediye Başkan Aday Adaylığını açıkladı.
Gazeteci Özgün Deniz Gündüz, bugün CHP Silivri İlçe Başkanlığı’nda Belediye Başkan Aday Adaylığını açıkladı. Gündüz, “Silivri bizim, İstanbul ve Türkiye için geliyoruz” diyerek “Üyesi olmaktan gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisi, 2019 yerel seçimleri sürecinde Silivri Belediye Başkanlığı için aday adaylığı başvurumu yapmış bulunmaktayım” şeklinde konuştu.
“PARTİME EMEK VERMİŞ BİR KADIN OLARAK ADAY ADAYI OLDUM”
“Yerel yönetimlerde bir hizmet yarışı olan belediye başkanlığı seçimleri, partiler arası olduğu kadar, parti içinde de çok önemlidir. Parti üyesi olan herkesin en doğal hakkı olan Belediye Başkanlığı ve Meclis üyeliği başvuruları, partimiz içinde ayın 19’unda son bulacaktır.
Son günü beklemeden bende bu hizmet yarışında bir parti üyesi olarak, hem de uzun yıllardır Silivri’de yaşayan biri olarak, partimin bana verdiği bu hakkı kullanarak, aday adaylığı başvuru dosyamızı İlçe Başkanımız Sayın Suna Göçengil’e teslim ettik.
Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu dönem kadın adaylar için daha fazla kontenjan belirlemesi ve her platform da kadın adayların olması gerektiğini belirtmesi üzere, geçmiş yıllarda partime emek vermiş bir kadın olarak, aday adayı oldum.
“SİLİVRİ’YE BİR KADIN ELİ DEĞMELİ”
Geçmişten günümüze kadınlarımızın elinin değdiği her işin başarıyla ve güzellikle sonuçlandığını düşünürsek Silivri’ye de bir kadın eli değmeli diye düşünüyorum. Şayet aday olursam Silivri tarihinde de bir ilki gerçekleştirmiş olacağız, Kadın Belediye Başkanı olarak Silivri tarihinde güzel işlere imza atacağız.
Uzun süredir yaptığımız çalışmalarla Silivri’yi gerçekten bir marka şehir yapma yönünde çok güzel çalışmalarla projeler hazırladık, önümüzdeki süreçte bu çalışma ve projelerden bahsedeceğiz. Önceliğimiz tabii ki genç ve dinamik bir kadroyla Silivri’yi bu kentte yaşayan herkesle, dernekleriyle, STK’larıyla, kadınlarıyla, gençleriyle, çocuklarıyla, hayvan ve doğa severleriyle ve en önemlisi bu şehre emek vermiş büyüklerimizle, hep beraber konuşarak tartışarak ortak akıl yöntemleriyle yönetmektir.
“SİLİVRİ’Yİ BEN DEĞİL, BİZ OLARAK YÖNETMEYE ADAYIM”
İki yüz bine yakın yaşayanıyla biz “Silivri’ye olan sevdamızla” hayal ettiklerimizi gerçekleştirmek için bu göreve talibiz. Kadınıyla-erkeğiyle, genciyle-yaşlısıyla bu bayrak altında yüreğinde vatan sevdası olan herkesle, sizin çizdiğiniz yolda sizinle yürümek istiyoruz. Kurtuluş savaşı mücadelesinde Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e inanan ve vatanın namusu için canını hiçe sayan, Halide Edip Adıvar, Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı, Erzurumlu Kara Fatma, Halime Çavuş, Hafız Selman İzbel, Gördesli Makbule, Emir Ayşe, Tayyar Rahime ve daha yüzlercesini buradan bir kez daha minnetle ve şükranla yaad ederek diyorum ki, ben Cumhuriyet Kadınıyım Kuva-yi Milliye ruhuyla birleştiğimiz Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında, kadın erkek, genç yaşlı demeden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği muasır medeniyetler seviyesinde yürümek için aday adayıyım.
“SİLİVRİ BİZİM, İSTANBUL VE TÜRKİYE İÇİN GELİYORUZ”
Gazi Mustafa Kemal’in Bursa Nutkunda dediği; Türk genci, devrimlerin ve rejimin sahip ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve inkılapları benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, ‘Bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır.’ demeyecektir; hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ‘Polis henüz inkılap ve cumhuriyetin polisi değildir’ diye düşünecek fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu mahkûm edecektir. Yine düşünecek: ‘Demek adliyeyi de ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.’
Onu hapse atacaklar. Kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber bana, İsmet Paşa’ya, meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ‘Ben inanç ve kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir.’
İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!
Bursa Nutku’ndan yola çıkarak ve bir Cumhuriyet Kadını olarak diyorum ki, ‘Silivri bizim İstanbul ve Türkiye için geliyoruz.”