CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, referandum ve anayasa değişikliği için çıktığı Trakya turunda Tekirdağ’ın Çorlu İlçesi’nde partisinin düzenlendiği toplantıda konuştu. Çorlu Kültür Merkezi’ndeki toplantıya CHP Milletvekilleri Faik Öztrak, Candan Yüceer, Emre Köprülü ile Tekirdağ Büyükşehir Belediyi Başkanı CHP’li Kadir Albayrak ve Çorlu Belediye Başkanı CHP’li Ünal Baysal da katıldı.
Baykal referanduma ve yeni anayasa ilişkin konuşmasında,”Vatanseverliğin gereği ‘hayır’ demektir. Bu vatandaşlık tapusu. Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu. 16 Nisan’da verilmeyecek, vermeyeceksiniz, veremezsiniz. Mustafa Kemal’in de şehitlerimizin de kemikleri sızlar. Bu kadar yetki kimseye verilmez. Bu kadar yetki haram, haram. Millete şirk koşmaya çalışan bir anayasa bu. Gizli gizli millete şirk koşuyor. Hani seçimlerde bazen denir ya ‘keşke oy vermeseydim elim kolum kırılsaydı’ diyenler bu öyle bir karar ki sadece kalan ömürleri için değil, çocuklarının, hatta torunlarının ömrü için de bir karar alıyor. Evladiyelik, asırlık bir karar” dedi.
Baykal, hükümete eleştirilerde bulanarak, “Allah razı olsun yaptığın her hizmet için. Tereddüt etmeden yaptığın bütün hizmetleri yolları, köprüleri, tünelleri alkışlıyorum. Helal olsun diyorum. Ama kardeşim onu yaptın diye milletin egemenliğini almaya nasıl kalkarsın? Nasıl izin veririm? Yaptığın hizmetleri millet sana görev verdiği için yaptın. Şimdi millete saygılı ol. Siyasi hayatta bir yere gelmek çok büyük başarıdır halkın oyu ile gelmek, seçilmek. Ama esas başarı belli bir süre hizmet ettikten sonra halkın oyu ile iktidardan düşüp saygınlığını, şerefini, onurunu ayakta tutarak milletin arasında sade bir vatandaş gibi yaşamayı başarabilmek” diye konuştu.
“ŞİMDİ MİLLET DÜZENİNDEN TEK ADAM DÜZENİNE DOĞRU BİR ARAYIŞA GİRDİK”
Padişahlık düzeninden millet düzenine geçilmesi gerektiğine vurgu yapan Baykal, “Bu anayasa millet anayasası değil. Padişahlık düzeninden, millet düzenine geçtik. Şimdi millet düzeninden tek adam düzenine doğru bir arayışa girdik. Bu anayasa tek adam anayasası. Milleti geri çekmeye yönelik bir anayasa. Bu anayasa tek adam anayasası. Dünyada yok böyle bir tek adam anayasası. Anayasa dediğin tek adamı sınırlamaya yönelik düzenlemedir. Bu anayasa, yargıyı siyasallaştıran bir anayasa. Meclis’in denetim yetkilerini ortadan kaldıran bir anayasa. Denetlenemez, sorgulanamaz fikir ve düşünce paylaşılamaz konuma tek adamı getiren bir anayasadır. Milletin böyle bir anayasa talebi yoktur. Talep birilerinin talebidir. Yukarıdan aşağıya doğrudur. Yukarıda birilerinin talebi var. Bunun milletle ilgisi yok. Anayasada millet yok. Bu anayasanın hizmet ettiği de millet olmayacaktır. Başka yerlere hizmet öngörülmüştür” dedi.
O ZAMANKİ BAŞBAKAN MEKTUP YAZDI, ‘AÇILIMI BERABER YAPALIM’ DEDİ
Vatanseverliğin gereği hayır demek olduğunu belirten Deniz Baykal, “Particilikle söylemiyorum. Kendi çıkarım için değil. Vatanseverliğin gereği ‘hayır’ demektir diye düşünüyorum. Çözüm sürecinin içine girdik. Talimat verildi sakın karışmayın. Patlayıcılar yerleştirildi. Teslim edildi. Türkiye bölgesel iç savaş yaşamak durumunda kaldı. 300 bin vatandaşımız göç etmek zorunda kaldı. Aylarca sokağa çıkma yasağı. Ekonomi perişan. İktidarın göz yumması ile teslim edilen Nusaybin’i geri almak için 74 evladımızı şehit verdik. Bana mektup yazdı o zamanki başbakan ‘bu açılımı beraber yapalım’ diye. Kesinlikle böyle bir açılımın içinde sizinle beraber olmama mümkün değildir dedim. Siz de sakın ha böyle bir işe kalkışmayın. Türkiye’nin başına büyük felaket açarsınız diye kendi imzamla uyarı yaptım ona” dedi.
“2010’DAKİ REFERANDUMDA ‘EVET’ ÇIKMASAYDI 15 TEMMUZ OLABİLİR MİYDİ?”
Baykal, “En son sayın Cumhurbaşkanının kanaati nedir? Aldandı mı aldanmadı mı? İyi düşünerek söylesin de onun üzerinden yürüyelim. ‘PKK, başkaları bizi aldattı’ dedi. Niye bizi değil de seni aldattı. Aldanmak senin işine geliyordu siyaseten o zaman Türkiye’ye bedelini ödettin. Bunlar yanlış pazarlıklar. 2010’daki referandumda ‘evet’ çıkmasaydı. Yargı, adalet onlara teslim edilmeseydi. 15 Temmuz olabilir miydi? PKK, FETÖ herkese seni aldattı. Şimdi yine bana ver diyorsun. Niye vereyim? Hiç aldanmamış olsan da verilmez. Biz aldanmadık bize de verme. Bu kadar yetki kimseye verilmez. Bu kadar yetki haram, haram” ifadelerini kullandı.
“EVLADİYELİK, ASIRLIK BİR KARAR”
Baykal, ‘evet’ çıkarsa bundan en çok şikayet edenlerin belki de ‘evet’ diyenler olacağını belirterek, “Hani seçimlerde bazen denir ya ‘keşke oy vermeseydim elim kolum kırılsaydı’ diyenler bu öyle bir karar ki sadece kalan ömürleri için değil çocuklarının hatta torunlarının ömrü için de bir karar alıyor. Evladiyelik, asırlık bir karar. Senin kullandığın arabanın freni yok her an kaza yapabilir. Türkiye büyük kargaşa yaşar. 7 bin 200 mevzuat değişikliği kaçınılmaz olacaktır. Kanunlar, yönetmelikler, tüzükler pek çok değişiklik yapılacak. ‘Bu nerden çıktı’ diyeceksin. Kimse ‘evet’ çıkarsa durumu aynı kalmayacak. Her şey her an değişebilir” dedi.
Yeni bir düzenin gelediğini söyleyen Baykal, “Sağına, soluna dikkat et oradan buradan tekmeyi, yumruğu yiyebilirsin. Güvence yok. Hukuk kişiselleşiyor. Meclis kalkıp tek kişi geliyor. Millete şirk koşmaya çalışan bir anayasa bu. Gizli gizli millete şirk koşuyor. Sen bugün varsın yarın yoksun. Millet devam eder. Çocuklarımın hakkını sana veremem” dedi.
‘HAYIR’ ÇIKARSA, KİMSE KİMSEYİ ÜTMÜŞ OLMAYACAK”
Hayır çıkarsa kendi memleketinin şivesiyle kimsenin kimseyi üzmemesinin gerektiğini anlatan Baykal, “Hayır’ çıkarsa, kimse kimseyi ütmüş olmayacak. Antalya’da kullandığımız laftır ütmek. ‘Hayır’ çıkarsa herkesin cebindeki cebinde. Kimse kimseye kazık atmayacak, üzmeyecek olduğu gibi var olmaya devam edecek. ‘Evet’ olursa ne olacağı belli değil. Nereden ne gelir bilemezsiniz” dedi.
“MUSTAFA KEMAL’İN DE ŞEHİTLERİMİZİN DE KEMİKLERİ SIZLAR”
Baykal konuşmasının sonunda 16 Nisan referandumunun önemine değinerek, “Bu vatandaşlık tapusu. Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu. 16 Nisan’da verilmeyecek, vermeyeceksiniz, veremezsiniz. Mustafa Kemal’in de şehitlerimizin de kemikleri sızlar” dedi. Deniz Baykal konuşmasının ardından karayoluyla Kırklareli’ne geçti.