İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tekirdağ’da Muhtarlar ve Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Tekirdağ’da bir otelde gerçekleştirilen Muhtarlar ve Sivil Toplum Kuruluşları toplantısına Bakan Soylu’nun yanı sıra Tekirdağ Valisi Mehmet Ceylan, 10 ilçenin Kaymakamları, AK Parti Tekirdağ Milletvekilleri Mustafa Yel, Ayşe Doğan, Metin Akgün ve çok sayıda muhtar ve Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
“Gabar Dağı’ndayız artık bizim borumuz ötüyor”
Türkiye’nin genelinde güvenlik güçleri tarafından uyuşturucu ve terör örgütleri ile çok kapsamlı bir mücadele yürütüldüğünü anlatan Bakan Soylu, “Bu gün evlatlarımız, bizim her birimizin, kimimizin işini yapabilmesi için, kimimizin turizmini daha iyi yapabilmesi için, kiminin üretimini yapabilmesi için, istikrar olması çocuklarımızın iş bulabilmesi için, şu anda Lice dahil olmak üzere bu gün 52 yerde sadece jandarma bölgesinde operasyon yapıyoruz. Polisin yaptığı ayrı, iki akşam evvel 72 bin polisle huzur operasyonu yaptık. Bursa’da 2 bin polisle uyuşturucu operasyonu yaptık. Aynı gün İzmir’de bin 200 polisle tarihin en önemli uyuşturucu operasyonlarından birisini, bunlar ne için yapılıyor. Bütün bunlar gerçekleştirilirken, ülkemizin huzuru, sükunu ve bunu kardeşlerimiz yapıyor. Bunu bunlar yaparken, Gabar Dağı’nda 3 tane şehit verdik, daha önce yerleştirdikleri bir EYP patladı ve bizim evlatlarımız uzun yıllardan beri bakın orada ele geçirdikleri noktaları tek tek Türkiye Cumhuriyeti Devleti hakimiyetine geçmesini sağlıyoruz. İki Yaka Dağları’ndayız, Gabar Dağı’ndayız artık bizim borumuz ötüyor oralarda. 25 yıldır girilmeyen yerlere giriyor bizim evlatlarımız. Eksi 30 derece, 40 derece düşünmüyor, hiçbir şey düşünmüyor. Geçen gün, 3 evladımız şehit oldu. Ama Allaha şükürler olsun, bu gün o Gabar Dağı’nda o tepenin hemen başka tarafında bulunan 8 teröristi etkisiz hale getirdik. Dün Şırnak Uludere’de 8 teröristi etkisiz hale getirdik. Ondan önceki gün 20 teröristi etkisiz hale getirdik, bilmenizi istiyorum. Bu büyük mücadele içerisinde eğer, terör örgütünün değirmenine su taşınacaksa bunun siyasetle, bunun devletle, bunun gelecekle hiçbir alakası yoktur” diye konuştu.
“Yunanistan’da Suriyelilere nasıl aşağılık muamelelerle davrandıklarını biliyoruz”
Avrupa Birliği ile yapılan Geri Kabul Anlaşması hakkında açıklamalarda bulunan Bakan Soylu, “Bakın bu ülkede, Avrupa ile geri kabul anlaşmasını yapmadan önce 6 bin 800 tane buralardan düzensiz göçmen Batıya geçiyordu. Suriyelilerden bahsetmiyorum, onlar bizim geçici koruma üzerinde kabul ettiğimiz mültecilerdir. Bu düzensiz göçmenleri geçiren, PKK, PYD, DEAŞ ve diğer unsurlardır. Biz Avrupa ile bir sözleşme imzaladık, dedik ki biz bunların geçmesini kısıtlayalım. Denizlerden geçmesin, karadan geçmesin, biz ediplerimizi yerine getirdik. Bu gün en fazla 70-75 geçiyor. 6 bin 800’ü 75’e düşürdük biz. Ama onlar hiçbir edibini, sorumluluğunu yerine getirmediler. Şimdi bizimde işimiz gücümüz var. Güneydoğu’da terörle mücadele ediyoruz, Suriye sınırında hem DEAŞ’la hem PYD ile mücadele ediyoruz. Yapmamız gereken buradaki güçlerimizi biz Doğuya, Güneye, Güney Doğuya kaydırıverelim o zaman Merkel Hanım bakalım ne yapacak. Günde 6 bin 800 tane düzensiz göçmeni kendi sınırlarında gördüğü zaman ne yapacak. Onlar ne zannediyorlar, bir şey söyleyeyim mi? Günlerce uyku uyumazlar ve peşlerine teneke takarlar onların. Biz bunun farkındayız. Biz asil bir devletin, sorumlu bir devletin, vakar bir devletin bu gün yapması gerekeni yapıyoruz. Bu bir tehdit değil, bizim başka tehditlerimiz var ve biz onlara karşı tedbir almak zorundayız. Tedbirlerimizi oraya kaydırırız, Bulgaristan ile Yunanistan, Almanya ile Avusturya kendi başının çaresine biz nasıl bakabiliyorsak, bakabiliyorlarsa, bakabilme çaresine sahip olsunlar. Göreyim ben o zaman onların insan haklarını, demokrasisini. Şurada, Bulgaristan’da, Yunanistan’da Suriyelilere nasıl aşağılık muamelelerle davrandıklarını biliyoruz. Biz büyük bir milletiz, büyük bir medeniyetiz, 3 milyon insana birinci sınıf muamele yaptık biz burada. Allah’ıma şükürler olsun, 25 miyar dolarda bu güne kadar onlara para harcadık. Hiç bu güne kadar da bu ülke bunu söz konusu yapmadı” ifadelerini kullandı.
“Siz haklıymışsınız diyecekler”
16 Nisan’da yapılacak olan Halk Oylamasına da değinen Bakan Soylu, “Şu çok net, önümüzde bir karar var, bu kararı aziz milletimiz verecek. İnanıyorum ki bu karar memleketimizin yarınlarına, geleceğine umut olacaktır. ve size bir şey daha söyleyeyim, bu gün bu kararın aleyhinde oy kullanacaklar var ya, en kısa süre içerisinde, 3-4 yıl içerisinde gelecekler ve diyecekler ki siz haklıymışsınız. Bunu çok net söylüyorum” dedi.
“En çok yardım eden birinci ülke pozisyonuna geldiğimizde hesaplar değişti”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu konuşmasının devamında, “Elimizi onlara yardım için uzatırken kendi Gayrisafi milli hasılamıza oranla dünyada mağdurlara ve mazlumlara, dini ne olursa olsun. Dili ne olursa olsun. En çok yardım eden birinci ülke pozisyonuna geldiğimizde hesaplar değişti, kendi medeniyetimiz dediğimiz zaman hesaplar değişti. Kendi çıkarlarımız dediğimiz zaman hesaplar değişti. Kendi geleceğimiz dediğimiz zaman hesaplar değişti. O insan hakları diyen Temel hak özgürlükler diyen batının maskesi bir anda düşüverdi ve hep birlikte acı gerçekle çıplak bir gerçekle karşı karşıya kaldık. İMF boyunduruğundan Kurtulan, kronik hastalığı enflasyonu ve faiz meselesini çözmüş. Altyapı yatırımlarına ağırlık vermiş. Üniversite sayısını, havalimanı sayısını ikiye katlayan Modern, bütün dünyanın parmak ısırdığı şehir hastaneleri yapan başörtüsü gibi ayrımcılık konularını kökünden çözen, terörle kora kor bir mücadele eden etnik veya mezhep ayrımcılığına karşı alınabilecek tüm Tedbirlerini alan hak ve özgürlükler noktasında. Gerekli adımları çekinmeden atan bir Türkiye tablosu ortaya koyduk. Türkiye elbette ki birilerine rahatsızlık vermiştir. Tıpkı bu değişimi Petrol ve doğalgaz kaynakları üzerinde yaşarken, genç nüfusuyla birlikte yaşarken, diğer Ortadoğu Asya ve Afrika ülkelerinde olduğu gibi değişimle, inovasyon diyen Batı bunu sadece kendisi için istemiştir. Geçtiğimiz günlerde ifade ettim. Batı kendine tırmanmak için bir merdiven yaptık ama çıkınca, başkaları o merdivenden tırmanmasın diye o merdiveni aynı şekilde geriye itti ve oraya bir daha kimsenin çıkmaması için kendi adına bir plan ortaya koydu. Dünyanın Doğu diye adlandırdığı kesimi geri bırakmak için darbe yöntemlerini Ekonomik istikrarsızlığın siyasi istikrarsızlığı, statükoyu desteklemiş değişimin ve gelişimin açıkça önünde durmuştur. Ama Türkiye bu zinciri kırmıştır ve bugün yaşananlar, İsviçre’nin göbeğinde açılan pankartlar Hollanda’da kıymetli Bakanımıza, Fatma hanıma karşı ortaya koyulan tavır bütün kriterlerin yerine getirilmesine rağmen, 53 yıl sonunda tutulmayan AB üyeliği sözünün ardında işte Türkiye’nin bu kontrol edemedikleri ve engelleyemedikleri değişim ve inovasyon adımları yatmaktadır. Onlar, terörle terbiye edilen bir Türkiye istiyorlardı oysa onlar faizle enflasyonla gecelik dolar, operasyonlara, ertesi sabah kalktığımızda yüzde 70 devalüasyonla karşı karşıya kaldığımız ve terbiye edildiğimiz bir ülke istiyorlardı. Mesela, İdlib’de iki gün önce yaşanan katliama sesini çıkarmayan kapısına gelen mültecilere kapısını açmayan, onları ölüme Esed’in kimyasal silahlarını teslim eden veya kadınlarını adamlarının tecavüzüyle karşı karşıya bırakan Birde Avrupa’nın ileri karakolluğunu yapan Türkiye istiyorlardı” diye konuştu.
“Biz onlar gibi kelle hesabı yapmıyoruz”
Türkiye medeniyetinin Batı medeniyetine benzemediğini de dile getiren Bakan Soylu konuşmalarını şöyle noktaladı:
“Kim bizim medeniyetimizin batı medeniyetine benzediğini düşünürse, biliniz ki yanlış içerisindedir. Biz kelle hesabı hiç yapmadık. Para hesabı biz, pulu hesabı hiç yapmadık. Biz Batı medeniyeti gibi değiliz. Biz annemizi babamızı huzur evine gönderen bir medeniyet değiliz. Biz onlar gibi kelle hesabı yapmıyoruz, biz onlar gibi Suriye’den mülteci gelecek diye. Geceleyin kabuslar, korku dolu rüyalar görmüyoruz. Biz onlar gibi sözde insan haklarcı olup, dünyada Srebrenitsa dahil olmak üzere, hangi sınav, karşılarına çıkmışsa o sınavlarda sınıfta kalmıyoruz. Onlar gibi sözde demokrasi deyip, 15 Temmuz darbesinde 27 Nisan’da 28 Şubat’ta neden olduğu bilinir bir şekilde bunların hiçbirisine Ses çıkaramamazlık yapmıyoruz. Biz Batı medeniyeti gibi değiliz bizim yıllarca, kimliğimizi değiştirmeye çalıştılar. Bizim yıllarca karakterimizi yıllarca medeniyetimizi değiştirmeye çalıştılar.”