SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ
Hayat pahalılığı sorun, barınma sorun, sığınmacı sorun, adalet sorun. Bunların dışında çözüm bekleyen onlarca farklı sorunumuz daha var. Ama nedense bu sorunların hiçbiri iktidarın gündemine giremiyor. İktidara göre en büyük sorunumuz internette yayın yapan haber siteleriymiş. Arkadaşların öncelik sıralamasına bir bakar mısınız?
Artık yandaş medya kanalları yetmiyor. Televizyonlara sipariş yayın yaptırdıkları gibi, internet sitelerine de sipariş haber yaptırmak istiyorlar. İktidarın Meclisimize getirdiği bu teklife göre, endişe, korku ve panik yaratacak haber yapanlar 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılacak. Bakın burası çok önemli; endişe, korku ve panik yaratanlar… Memlekette endişeyi, korkuyu ve paniği sizce en çok kim tetikliyor? Mesela ‘camide içki içtiler’ diyerek milleti kışkırtan kimdi Sayın Erdoğan? O zaman bu yasaya göre önce kendini tutuklaman gerekiyor.
Kabataş yalancılarını besleyip büyüten, onlara kol kanat geren kimdi? Bu durumda en azında Kabataş yalancılarını da tutuklaması gerekiyor. Hazır eli değmişken mesela terörist başının mektubunu çarşaf çarşaf yayınlayanlarını, kardeşiyle Kandil’de röportaj yaptıran TRT yöneticilerini de tutuklaması gerekiyor. Mesela İstanbul seçimlerinde hile var diyenleri de tutuklaması gerekiyor. Dizinin dibinde örgütçülük oynayan SADAT’çıları da tutuklaması gerekiyor. Saray’ın yandaş medyasında bir tane doğru haber yok. Sayın Erdoğan, eğer yalan haber yasaksa sabahtan akşama yalan söyleyen, iftira atan yandaş kanalları kapatacaksın.
Yıllardır milletimizi birbirine düşürerek kutuplaşmadan beslenen sen değil misin? Bu kanunu geriye doğru işletsen senin müebbet alman gerekiyor. Ancak buradaki amaç çok başka. Bu kanunla ülkemizdeki sorunları dile getirenleri, ekonominin kötü gidişatına dikkat çekenleri, milletimizin gerçeklerini konuşanları, sığınmacıdan seçmen devşirme projesine karşı duranları susturmak istiyorlar. Milletin haber alma özgürlüğü yerine yandaşların yolsuzluk yapma özgürlüğünü korumak istiyorlar. Orada duracaksınız, çok şükür biz daha buradayız.
UZAY TEPKİSİ
Yeryüzündeki her şeyi hallettiler, bir de uzaya gideceklermiş. Uzayda maden ararlar mı, uzayda gidilen gezegenlerde acaba orman var mı, ormanı yakarlar mı, 5’li çeteye arsa yaparlar mı, orada imar değişiklikleri yaparlar mı, orada inşaat yaparlar mı? Eyvah eyvah, uzay yandı!
Aslında bu ülkemiz için hayırlı bir gelişme. AK Parti iktidarı gibi beceriksizliği adeta kurumsallaştırmış bir kadronun elinde uzay yolculuğunun nasıl olacağını varın siz düşünün. Mars’a gidelim derken Jüpiter’e inerlermiş. Ay’a gitmek yerine kara deliğe girerlermiş… Uzaya giden gitti zaten. Mesela döviz kuru, mesela enflasyon uzaya çıktı. Mesela gıda fiyatları uzaya çıktı. Hatta Mars’ı geçti Jüpiter’e varmak üzere. Siz onların peşinden astronot göndereceğinize seçim tarihini açıklayın da millet sizi uzaya mı, evinize mi, nereye gönderiyor tüm gerçekliğiyle bir görün. Türkiye elbette uzaya gidecektir ama bugün milletimiz ihtiyacı seçimdir. İYİ Parti’nin beklediği şey seçimdir. Getirin sandığı bu ucube sistem gitsin.
“TÜRKİYE’NİN HANGİ ALANDA ŞAHA KALTIĞINI BİLEN VAR MI?”
Şimdi soruyorum size; 2017 yılından bugüne baktığınızda, Türkiye’nin daha özgür olduğunu düşünen var mı? Kendisini daha hür hisseden var mı? Kendisini daha mutlu hisseden var mı? Kendisini daha huzurlu hisseden var mı? Milletten bihaber, Saray talimatlarıyla yönetilen Türkiye’de vesayetin sona erdiğine şahit olan var mı? Ekonomiden sağlığa, dış politikadan eğitime kadar, tek bir kişinin keyfine göre alınan kararların, en küçük faydasını gören var mı? Kurumlarımızın, paramızın, hatta vatandaşlığımızın bile değer kaybettiği bu sistemde her geçen gün yeni bir krize uyanan Türkiye’nin hangi alanda şaha kalktığını, nereye doğru uçtuğunu bilen var mı? Maalesef yok. Am uçuruma doğru uçtuğunu hep beraber görüyoruz. Çünkü zamanın ruhunu yakalamak yerine, 18’inci yüzyılın normlarına hapsolan bir sistemin 21’inci yüzyıl dünyasında Türkiye’yi hiçbir yere götürmesi mümkün değildir. Bu kadar basit.
“PAROLAMIZ VATAN, İŞARETİ NAMUS”
Asla unutmayın. Biz İYİ Parti’yiz. Biz bu yola şan için, şöhret için, para için çıkmadık. Biz bu yola millet için, memleket için; aynı 1908’deki gibi, aynı 1919’daki gibi, aynı 1946’daki gibi adalet için çıktık. Parolamız vatan, işareti namus.”
KAYNAK : BİRGÜN