Sağlık Uzmanları yazarı Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Hakan KILAVUZ Doğum konusunun tüm detaylarını Değişim Gazetesi için yazdı
Doğum, kadın vücudunun yaratma içgüdüsünün en anlamlı sonucudur. Zorlu ama mutlu geçen bir gebelikten sonra, sağlıklı bir annenin kucağında sağlıklı bir bebek beklenir.
Her şeyde olduğu gibi popüler kültür doğuma da farklı sıfatlar bulmuştur. Zor doğum, doğal doğum, prenses doğumu, ağrısız doğum gibi. Aslında bu terimlerin hiç birinin bilimsel anlamda geçerliliği yoktur. Hatta birilerinin kişisel çıkarları için uydurulmuştur da denebilir.
Doğum, ya normal doğumdur, ya da değildir. Normal doğum dışındaki doğumlar arasında, sezaryen ile doğum, vakum veya forseps kullanılarak doğum, erken doğum, ölü doğum gibi doğum tipleri vardır.
Normal doğum, normal bir bebeğin, normal yoldan ve normal kuvvetlerle doğmasıdır. Bu tanıma göre üç tane normal kavramın bir araya gelmesi ile doğum da normal olacaktır.
Öncelikle bebek normal olmalıdır. Burada kastedilen normal bebek nedir? Bebeğin canlı ve özürsüz olması gereklidir. Ölü bebek doğurmak, normal doğum değil, ölü doğum olarak adlandırılır. Aynı zamanda bebeğin matür, yani gelişkin olması da gerekir. Gebelik, normal koşullarda 40 hafta sürer. Gebeliğin 38 haftayı geçtikten sonra doğum olması, doğumun miadında olduğunu gösterir. Bu durumda 38 haftadan önce gerçekleşen doğum da normal doğum değil, erken doğum olarak adlandırılır.
İkincisi doğum normal yoldan olmalıdır. Doğumun normal yolu vajinadır.
Vajinal doğum dışında en yaygın doğum, son yılların en popüler konusu olan sezaryendir. Doğumun vajinal yoldan gerçekleşmesinin bebek veya anne açısından zararlı olduğu veya vajinal yoldan gerçekleşemeyeceği durumda doğum anne karnı ve rahimin kesilmesi ile yapılır. Bu doğuma sezaryen denilir. Vajinal yoldan olmayan doğumun bir diğer tipi de laparotomi ile doğumdur. Sezaryende rahimin kesilerek bebeğin çıkarılması gereklidir. Oysa gebelik rahimin dışında gelişmiş veya rahimi yırtarak karın boşluğuna geçmiş ise doğum laparotomi ile yani karnı keserek doğum adını alır.
Normal doğumun üçüncü özelliği normal kuvvetlerle olması gerekliliğidir. Normal kuvvet, anne adayının rahim kasılmaları ile bebeğin ilerletilmesi ve annenin ıkınmaları ile itilmesi sonucunda doğum olmasıdır. Bu durumda vakum veya forseps kullanılarak bebeğin çıkarılması da normal doğum değildir. Ancak anne adayının ıkınması sırasında rahimin yerinde sabit tutulması için karın üzerine yapılan baskı, doğumun normal doğum olmadığını göstermez.
Bu tanımlar dışındaki doğum isimleri, anlamlı değildir. Bebeğin anneden çıkarıldıktan sonra annenin kucağına verilmesi, bebek de sağlıklı ise uygulanabilecek bir yöntemdir. Annenin sıcaklığı ile bebek de ısınacak ve anne ile bebek arasında güçlü bir bağ oluşacaktır. Kimi zaman bebeğin soluk borusunun temizlenesi veya hızla solutulması ya da oksijen verilmesi gerekli olabilir. Bu gibi durumlarda bebeğe müdahalenin hemen yapılması bebeği de korumak için önem taşır. Bu durumda bebeğin anne ile buluşması birkaç dakika gecikebilir. Bu, doğumun normal doğum olmadığı anlamına gelmez. O anda bebeğin hemen solutulması ve oksijen alımının sağlanması, anne ile sıcak temasından daha önemlidir.
Anne karnına verilen bebeğin annesinin memesini tutması, hem bebeğin emmeyi daha erken öğrenmesini, hem annenin daha erken süt salgılamasını, hem de annenin rahiminde kasılma sağlayarak plasentanın daha çabuk çıkmasını sağlayacaktır. Eğer her hangi bir engel yok ise bebek en kısa sürede annenin memesi ile buluşturulmalıdır.
Doğum sırasında vajinanın kesilmesine epizyotomi denir. Doğum yine vajinal yoldan olduğu için epizyotomi yapılması normal doğum olmasını engellemez. Epizyotomi yapılmasının ana nedeni vajina girişinde onarımı güç ve onarıldıktan sonra vajina işlevlerini bozacak şekilde iyileşen bir yırtık oluşturmamaktır. Özellikle ilk doğumlarda epizyotomi yapılmadığı taktirde vajina girişinde yırtıklar oluşması kaçınılmazdır. Popüler kültürün bir ürünü olan bitki yağlarının vajina girişine uygulanması ve uzun aylar masaj yapılması da bu yırtılmayı engelleyemez. Üstelik görülen yırtıklar onarılabilirken mukoza altında yırtılan bağ dokularının onarılması mümkün değildir. Yırtılarak zayıflayan bağ dokusu ileri yaşlarda mesane sarkması ve idrar kaçırmalarına neden olacaktır. Buna karşın uygun vajinal genişliği olan kişilerde epizyotomi yapmaksızın normal doğum da denenmelidir,
Doğum sürecinde anne rahimin kasılmalarının düzenli ve güçlü hale getirilmesi, halk arasında suni sancı olarak adlandırılır. Aslında rahim kasılmaları suni değildir. Bilakis yine anne adayının kendi kasılmalarıdır. Ancak kimi zaman doğumun gecikmesi anne veya bebek sağlığı için tehlikeli olabilir. Bu durumda rahim kasılmalarının başlatılması veya düzenlenmesi için serum uygulaması yapılabilir. Buna doğum indüksiyonu denir. Doğum yine normal doğum olarak adlandırılır.
Doğum ağrıları, pek çok kadının korkulu rüyası olmuştur. Aslında hepimiz, normal doğum ile doğduk ve annelerimiz bu ağrıyı çektiler. Sonuçta dayanılması olanaksız ağrılar değildir. Ancak günümüz teknolojisi epidural anestezi ile rahim kasılmalarını ağrı olarak hissetmeden doğurmamızı sağlayabiliyor. Ağrı duyulmasa bile rahim kasılmaları devam ettiği için doğum yine normal doğumdur.
Epidural anestezinin yaygınlaşmasından önce ağrıları az hissetmek için surda doğum denemeleri yapılmıştır. Yakın zaman öncesine kadar uygulanan suda doğum, bir dönemin modasıdır. Ancak suda doğumun anne ve bebek sağlığı açısından yol açabildiği riskler saptandığından dünyanın pek çok yerinde terk edilmiş ve tıp tarihinin anıları arasında yerini almıştır. 2014 yılında Amerikan kadın hastalıkları ve doğum akademisi (ACOG) suda doğumu tavsiye etmediğini bildirmiş ve Amerika’da pek çok klinikten doğum havuzları kaldırılmıştır.
Popüler kültürün bütün uğraşlarına karşın doğumun en doğal tipi normal doğumdur. Anne ve veya bebek sağlığı için risk içermediği sürece doğumun normal yapılması tercih edilmelidir.
Sorularınızı Sormak İçin Tıklayınız.