Kulağımız çınladığında “Biri beni andı” der ve genellikle geçiştiririz… Özellikle de çınlama yaşam kalitemizi ciddi boyutlarda etkileyecek şiddette ve sıklıkta gelişmiyorsa. Ancak tıp dilinde “tinnitus” adı verilen ve ülkemizde her 100 kişiden 10’unda görülen kulak çınlaması bazen sanıldığı kadar masum olmayabiliyor. Özellikle genç yaştaki kişilerde tek taraflı olan ve işitme kaybı veya baş dönmesi ile birlikte başlayan çınlamalarda mutlaka kulak burun boğaz hekimine başvurmak gerekiyor. Ayrıca haftada en az bir kez gelişen ve en az 5 dakika süren çınlamada da dikkatli olmak önemli. Çünkü kulak çınlaması bu belirtilerle geliştiğinde beyin tümörü veya beyin hastalıkları gibi ciddi hastalıkların habercisi olabiliyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Serdar Baylançiçek kulak çınlamasının altında yatan 10 nedeni anlattı.
Dış kulak yolunu kapatabilen kulak kirleri, kulak zarı delinmeleri, orta kulak enfeksiyonları ve orta kulak kemikçiklerinin bazı hastalıklarında çınlama gelişebiliyor. Bu hastalıkların tedavisi ile çınlama sorunu ortadan kalkabiliyor.
Sesleri algılayan iç kulak organında yaşanan sorunlar da kulakların çınlamasına neden olabiliyor. İç kulakta bulunan ve işitmeyi algılayan tüylü hücrelerde oluşan bozuklukların çınlamaların önemli bir kısmına neden olduğu düşünülüyor. Özellikle uzun süre gürültüye maruz kalanlarda, iç kulak basıncının arttığı meniere hastalığında, ileri yaşlarda görülen işitme kayıplarında sıklıkla çınlama gelişebiliyor.
Hipertansiyon, damar sertliği, boyun damarlarındaki daralmalar, diyabet, kanda yağ ve kolesterolün artması da çınlama sebebi olabiliyor. Damarsal kaynaklı çınlamalar kalp atımı ile ritmik bir ses üretiyor ve bu ses dışarıdan başka bir kişi tarafından da duyulabiliyor.
Halk arasında kansızlık olarak adlandırılan anemide kırmızı kan hücrelerinin az olması nedeniyle kan incelerek hızla akmaya ve bunun sonucunda da çınlamaya yol açabiliyor.
Çinko, B12 vitamini ile magnezyum gibi vitamin-mineral eksiklerinde de çınlama görülebiliyor ve bu da beslenme bozukluğunun habercisi olabiliyor.
Depresyon, anksiyete, migren, stres ve epilepsi gibi hastalıklarda sıklıkla çınlama gelişiyor. Ancak psikiyatrik hastalıklarda duyulan sesler gerçek çınlamadan farklı olup, işitsel halüsinasyon olarak adlandırılıyor.
Üst solunum yolları enfeksiyonlarından sinüzit, grip ve nezle gibi hastalıklar da kulak basıncını dengeleyen östaki tüpünde geçici bozulmalar yaparak çınlamaya neden olabiliyor.
Bazı antibiyotikler, kanser ilaçları, aspirin, sıtma ilaçları, idrar söktürücüler de çınlama yapabiliyor.
Baş ve boyun travmaları ve çene eklemi hastalıkları da çınlama nedeni olabiliyor.
Nadir olarak görülse de kafa içi yerleşimli tümörler, işitme sinirinden ve orta kulaktan kaynaklı tümörler, boyunda damarlara bası yapabilen tümörler değişik derecelerde çınlama yapabiliyor.
Altta yatan neden mutlaka tespit edilmeli!
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Serdar Baylançiçek, çınlamanın alında yatan neden saptanmadığı takdirde bu sorunun ortadan kaldırılamadığına dikkat çekiyor. “Hatta nedeni belirlenebilen çınlamalar için de aynı durum söz konusu olabiliyor” diyen Doç. Dr. Serdar Baylançicek, “Bunun nedeni ise çınlamanın oluş mekanizmasının hala net olarak aydınlatılamaması. Bu sebeple uygulanan bazı tedaviler bazı hastalarda çok faydalı olabilirken, bazı hastalarda ise hiçbir yarar sağlamayabiliyor. Günümüzde hala çok sayıda araştırmacı bu konuyla ilgili yeni tedavilerin geliştirilmesi için uğraşıyor” diyor. Doç. Dr. Serdar Baylançiçek çınlama yakınması ile gelen hastada bazı testlerin yapılması ve bu duruma yol açabilecek ciddi bir hastalık olup olmadığının ortaya konması gerektiğinin de altını çiziyor.