İzmir de yaşayan ve karın ağrısı şikayeti bulunan 84 yaşındaki Mustafa Gürgör, hem safra kesesi hem de böbreklerinden iki ameliyat birden olarak eski sağlığına kavuştu.
Yapılan tetkikler sonucunda safra kesesi taşı ve sağ böbreğinde tümör olduğu tespit edilen Gürgör, uygulanan kapalı laparoskopik ve Robotik Cerrahi yöntemleriyle 3 gün içerisinde taburcu oldu.
İzmir Özel Sağlık Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof.Dr.Burak Turna, robotik cerrahi sayesinde hastanın ileri yaşına rağmen hızlı bir şekilde iyileşme gösterdiğini ve taburcu edildiğini belirtti.
Prof.Dr.Burak Turna, “Mustafa bey hastanemize geldiğinde, kendisine iltihaplı safra kesesi tanısı konulmuştu. Bu hastalığın nedeni araştırılırken yapılan görüntüleme sonucunda sağ böbrekte de bir tümör tespit edildi. Op. Dr. Taner Akgüner’in gerçekleştirdiği laparoskopik safra kesesi ameliyatının ardından biz de aynı kesileri kullanarak robotik cerrahi ile müdahale ettik. Hastanın böbreğini koruyarak tümörü çıkardık ve hastamıza iki müdahaleyi tek operasyonda gerçekleştirmiş olduk. Şu anda sağlığı gayet iyi. Kendisine bundan sonraki yaşamında sağlıklı günler dileriz” diye konuştu.
ÖNEMLİ AVANTAJ SAĞLIYOR
Robotik teknoloji sayesinde operasyonlardaki hata payının en aza indirgendiğini ve ameliyatların daha yüksek başarı oranlarına kavuştuğunu dile getiren Turna, şu bilgileri verdi: “Robotik cerrahi, minimal kesi ile uygulanan bir yöntemdir. Robotik cerrahi sistemlerinin dünyadaki en gelişmiş örneği olan da Vinci Robotik Cerrahi sistemi, üç boyutlu görüntü teknolojisi yanında dar cerrahi alanlarda ileri hareket kabiliyeti ve hassasiyeti sağlamaktadır. Robotik cerrahi sisteminde kullanılan enstrümanlar cerrahın el bilek hareketlerini tamamı ile taklit eder ve 540 derece dönebilen özellikleri ile laparoskopik cerrahi ile gerçekleştirilmesi zor ve hatta bazen imkansız cerrahileri kapalı yöntem ile yapılabilir hale getirir. Üç boyutlu ve 16 kat büyütülerek elde edilen gerçek görüntü sayesinde, özellikle kanser hastalarında tümörün hassasiyetle temizlenebilmesine olanak sağlanmaktadır. Ayrıca ameliyatın kapalı yöntem ile uygulanmasından dolayı daha küçük kesi yapılmakta ve hastalara daha az yara izi ile kozmetik avantaj da sağlamaktadır. Yapılan kesilerin her biri 1 cm’den küçük olmasından dolayı hasta çok daha kısa sürede iyileşmekte ve kısa sürede ayağa kalkarak sosyal ve daha da önemlisi aile yaşamına dönmektedir. Minimal invaziv olmasından dolayı ameliyat sonrası ağrı ve enfeksiyon riski de ciddi derecede azalmaktadır”