Silivri yerel gazetecilerinden Sevginar Sali’nin geçtiğimiz günlerde yazdığı köşe yazısına Akgün Duru sosyal medya hesabından cevap verdi.
Gazeteci Sevginar Sali’nin yazdığı köşe yazısına ağır şekilde cevap veren Akgün Duru; ”Siz kimsiniz haddinizi bilin” diyerek ağır bir şekilde cevap verdi.
Akgün Duru Sevginar Sali’nin kendisini mesnetsiz bir şekilde suçladığına değinerek konuyu yargıya taşıyacağınıda belirtti.
İşte o açıklama;
Sevginar Sali’ye…
Bugün benim ilgili yazdığınız baştan sona suçlayıcı, baştan sona itham edici, hiçbir mesneti, dayanağı, kanıtı olmayan yazınızı okudum. İlkten çok sinirlenip sonra güldüm. Kendinize biçtiğiniz “silivriyi dizayn etme” misyonunu şahsım ve şu an başında olduğum kulübümle ilgili de gerçekleştirme girişiminde bulunmuşsunuz şuursuzca.
Bazı siyasi çevreler ve iş adamlarını çıkarınıza uygun kullanıp manipule edebilirsiniz. Bu konuda da başarılısınız hakkınızı vereyim ama benimle ilgili böyle bir algı yaratma operasyonuna girmek gibi bir haddiniz olamaz.
Bu maya bu göle çalınmaz bilesiniz!
Öncelikle siz kim oluyorsunuz ki elinizde herhangi bir delil olmadan beni azmettirici gibi gösterip Engin Akın’ın darpından beni suçayarak kamuoyu yaratmaya kalkıyorsunuz? Siz kimsiniz ki beni zorbalıkla itham ediyorsunuz?
Siz hangi hadle, hangi vasıfla, hangi pozisyonla yazınızın sonunda bir de Belediye Başkanımız Sayın Özcan Işıklara da ayar çekiyorsunuz benim başkanlığımla ilgili!
Sevginar hanım, siz Silivrinin, Silivrili büyüklerimizin size gösterdiği saygı ve sevgiyi farklı anlamlandırmışsınız belliki! “Kalem bende güç bende” sanarak istediğinize istediğinizi yaptırabileceğinize sizi o kadar inandırmışlar ki sınırlarınızı aşar hale gelmiş, şımarmışsınız!
Endazeniz ciddi kaçmış.
Rahmetli İlhan Uygun abimizin kurmuş olduğı dengeler ve ilişkilere borçlu olduğunuz konum ve kurumunuzu, çığırından çıkmış bir aymazlıkla zedeliyor; gazeteci kimliğinizi unutup, kişileri ve ilişkileri yönlendirmeye meraklı moderatörlüğe, kendi çıkarlarınıza uygun ilişkiler yaratmak adına uzlaştırıcı arabuluculuğa ve insanları istediği şekilde suçlayıp zan altında bırakan iftiracılığa soyunuyorsunuz.
Bu kimliklerinizle bazılarının başını döndürüp “aman sevginarla ilişkileri iyi tutalım” ayarı vererek reklam gelirlerinizi arttırabilirsiniz ama yazınızda bahsettiğiniz gibi Silivrinin çoğunluğu açısından bakılınca saygınlıkta dibi boylamış durumdasınız.
Bu nasıl bir iki yüzlülüktür!!!
Neden mi? İnsan sürekli övdüğü birini bir anda nasıl eleştirmeye başlar? Birisiyle arası bozulduğunda o kişinin muhalifleriyle nasıl yakın ilişkiler kurup sosyal medyada onlarla resim paylaşma gayretine girer? Ve akabinde gazetedeki tüm reklam sayfaları bir anda değişir?
Nasıl olur da ilişkiler düzelince hiçbirşey olmamış gibi eski methiyelere devam edebilir? Bu nasıl bir iki yüzlülüktür.
Sevginar hanım, kamuoyu, sizin finans kaynaklarınızdaki değişikenliğin o kadar farkında ki sizin kimle küs kimle barışık olduğunuzu hemen çözüyor farklı savunmalar yaptığınız yazılarınızdan.
Rahmetli İlhan abimizin seviyeli ve dengeli yayın anlayışından eser kalmadı gazetenizde. Alenen, aldığınız reklam gelirlerine göre evrilen ve omurgası kalmayan bir kurum halindesiniz. Güzelim gazeteyi “parayla herşeyin yazılabileceği” itibarsız bir hale getiren siz hangi hadle benim saygınlığımı dilinize alabiliyorsunuz.
Elemanınızın darp edilmesine gösterdiğiniz hassasiyeti ve suçlayıcı tepkiyi zamanında askerimizin cenazesiyle terörist cenazesini aynı kefeye koyan dostlarınıza göstremeyen siz nasıl bir zorbalıktan bahsedebiliyorsunuz?
Gelelim beni elinizde hiçbir delil olmadan azmettirmekle suçladığınız Engin Akın’ın darp konusuna. Sözü geçen elemanınızla sezon başından beri yıldızımız barışamadı. Bunun sebebi de kendisinin bizden aylık olarak istediği maaş ve meblağları kendisine vermeyi red etmemizdir.
Bizden istediklerini alamaması canını çok sıkmış olacak ki hiç profesyonelliğe sığmayacak şekilde hakkımızda yalan yanlış birçok yazıyı kaleme aldı bu süreçte Engin kardeşimiz. Ve yazılarından sonra da yaptığımız her konuşma tartışmaya dönüştü. Fakat siz yazınızda, Enginle aramızda geçen bu tartışmalarımıza istinaden beni öyle saygısız ve seviyesizce suçladınız ki Enginin darpından beni suçlu göstermeye cürret edebildiniz.
Bunun hesabını mahkemede vereceksiniz.
İnsanlarla ilgili istediğinizi istediğiniz gibi yazma şımarıklığını gösteremezsiniz, siz gazetecisiniz, Hakim değilsiniz savcı değilsiniz. Suçlu olduğumdan yazdığınız kadar eminseniz, amacının kimlere hizmet etmek olduğu belli olmayan ve buram buram şov kokan bu saçmalığı yazmak yerine beni savcılığa şikayet ederdiniz benim size yapacağım gibi.
