enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5192
EURO
36,1876
ALTIN
2.964,12
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
19°C
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
9°C
Salı Parçalı Bulutlu
12°C
DİKEY REKLAM
DİKEY REKLAM

ABBAS GÜÇLÜ SİLİVRİ’Yİ YAZDI

ABBAS GÜÇLÜ SİLİVRİ’Yİ YAZDI
25.08.2015
102
A+
A-

Milliyet Gazetesi Eğitim Editörü ve Köşe Yazarı Abbas Güçlü, Silivri Belediyesi’nin Gümüşyaka’da 250 dönüm arazide kurduğu Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi’ni ziyaret etti. Belediyenin tarım çalışmalarını inceleyen, akademisyen ve üreticilerle bir araya gelen Güçlü, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın tarım ve üniversite çalışmalarına dikkat çekti. Abbas Güçlü’nün “Silivri Tarım Üniversitesi” başlıklı köşe yazısı;

 

“Silivri Tarım Üniversitesi!

Üç yeni üniversiteye daha onay çıktı. Sayı, adım adım 200’e yaklaşıyor. Neredeyse hemen her üniversitede de her bölüm var. Sadece bir alana yönelik tematik üniversitelerin sayısı artsa da kaliteli bir yüksek öğretim için çok daha fazlasının olması gerekiyor…

Teknik üniversiteler öteden beri var. Ekonomi ve sağlığa yönelik olanların sayısı da giderek artıyor.

Türkiye bir tarım ve turizm ülkesi ve maalesef her iki alanda da tematik üniversitemiz yok. Tarıma ve turizme yönelik bölümler en az 50 üniversitemizde var ama hepsinde de zurnanın son deliği halindeler. Yani el üstünde tutulan bölümler haline hiç gelmediler. Bu yüzden de kendi alanlarında patlama yapamadılar…

Turizmi şimdilik bir yana bırakıp Tarım Üniversitesi’ne odaklanmak istiyorum. Çünkü bu konuda yanıp tutuşan bir ilçemiz var. Silivri bu konuda öylesine arzulu ki sihirli bir dokunuşla mucizeler yaratılabilir…

Silivri’ye bir ay içerisinde ikinci kez gittim, çünkü ülkemizin, hatta dünyanın en önemli sorunlarından biri olan tarıma kafa yoruyorlar, bu konuda bir şeyler yapmak istiyorlar.

 

Neden önemli?

Türkiye bir tarım ülkesi olmaktan hızla uzaklaşıyor. Kendi kendine yeten ülke özelliğimizi çoktan kaybettik. Mısırı, fasulyeyi, samanı bile dışarıdan ithal eder hale geldik.

Geleneksel tarım ve hayvancılık sona erdi. Bir kullanımlık hibrit tohumların neredeyse tamamı dışarıdan geliyor. Bilinçsiz kullanılan tarım ilaçları ve atıklar yüzünden zehirlenmemiş akarsu ve toprağımız kalmadı…

Artık ne meyve ve sebzelerin eski tadı var ne de et ve süt ürünlerinin. Köylülük ise çoktan öldü. Daha doğrusu öldürüldü. Üreten köylüyü ara ki bulasınız; etini, sütünü, yumurtasını hatta ekmeğini bile bakkaldan alıyorlar.

Zaten köy sözcüğü de artık tarih olmuş. Tüm köyler, kentlere bağlı mahalleler haline gelmiş. Oh ne âlâ. Eğitimde olduğu gibi, yerel yönetim modellerinde de harikalar yaratılıyor!..

 

Köylü küskün!

Üretime ve modern tarıma küstürülen köylüler ve her geçen gün azalan tarım alanlarıyla, yakında açlık sınırına dayanan ülkeler arasına girersek hiç şaşırtıcı olmaz!..

Başta Belediye Başkanı Özcan Işıklar olmak üzere 200’e yakın Silivrili tarım sevdalısıyla birlikte dün uzun uzadıya bu konuları tartıştık. Hem de tarlada. Tarım ve hayvancılık neden bitme noktasına geldi? Nerede hatalar yapıldı? Daha da önemlisi, ağlama, sızlama, kızma yerine geleceğe yönelik neler yapılır, onlar konuşuldu.

Köylüler de vardı, hocalar, bu alana yatırım yapanlar ve çocuklarına yedirip içirdiklerini önemseyenler de vardı. Hemen herkes, çok dertliydi ama en fazla da köylüler. Üretim için yapılan masrafların, hasılatın üzerine çıktığını ve köylünün üretimden giderek uzaklaşmasının nedenin de bu olduğunu söylediler.

Köylülerin de tıpkı kentliler gibi kolaycılığa kaçtığını, üretmekten daha çok, tüketime yöneldiğini söyleyenler olsa da genel sorunun, çok daha farklı boyutlarda olduğu dile getirildi. İşte onlardan bazıları:

* Giderek artan maliyetler

* Düşük verimlilik

* Katma değeri yüksek ürünlere geçilememesi

* Teşviklerin sınırlandırılması

* Yabancı tohumlara zorunlu hale gelmesi

* Depolama ve soğuk hava sistemlerinin yetersizliği

* Tarım arazilerinin imara açılması

* Maddi ve manevi desteğin dibe vurması…

 

Niye ille de üniversite?

Silivri İstanbul’un en büyük ilçelerinden biri. Tarihiyle, kültürüyle, sayfiye yeri olmasıyla gurur duyuyor. Ama en fazla gurur duydukları bir özellikleri daha var ki o da tarım. Binlerce yıl, başta İstanbul olmak üzere bölgenin en büyük tedarikçisi olmuşlar. Yani yeme, içme onlardan sorulmuş. Sebzenin, meyvenin, etin, şarabın, yoğurdun en güzelini hep onlar üretmiş. Balın, balığın, karpuzun, kavunun, domatesin, buğdayın en lezzetlisi oradaymış.

Şimdi o eski tatları ve eski üretkenliklerine yeniden kavuşmak istiyorlar. Ve bunu aklın, bilimin önderliğinde gerçekleştirmek arzusundalar.

Yıllardır kafalarında kurguladıkları, altyapısını hazırladıkları üniversiteyi artık hayata geçirmek istiyorlar…

Özetin özeti: Tarım deyip geçmeyin, gün gelecek en büyük sorunumuz o olacak. İşte bu yüzden kafa yoranlara, çelme takmak yerine her türlü desteği sağlamalıyız…”


REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.