Gül, 15 yıl önce Orta Cami Mahallesi’nde çay ocağı işleten eşine yardımla başladığı çaycılıkta 9 yıl önce “Ben bu işi tek başıma yaparım” diyerek mahallesindeki bir pasajdan yer kiraladı.
Şimdi hem patron, hem ocakçı hem de garson olarak 10 metrekarelik çay ocağını işleten Gül, sabah – akşam çay siparişlerini yetiştirmeye çalışıyor.
“Yorgunluk var ama işimi seviyorum”
Gülşen Gül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 9 yıldır çaycılık yaptığını ve her sabah çay ocağına ilk günkü iş heyecanı ile geldiğini söyledi.
Gün içinde sürekli merdiven çıkıp indiği için yorulduğunu ancak işini sevdiği için yorulduğunu hissetmediğini ifade eden Gül, ” Sabah erkenden dükkanı açıyorum. Gün içinde istendiği kadar pasajdakilere dışarıda ki esnafa çay servisi yapıyorum. İlk olarak sabah sekizde üst katlardaki memurlara çay servisi yapıyorum daha sonra normal pasaj esnaflara servis yapılıyor. Her sabah işe gelirken ilk gün geliyormuş gibi aynı heyecanla geliyorum. Yorucu bir iş sürekli ayakta olduğum için yoruluyorum. Çok merdiven olduğu için çıkıp inmek yoruyor insanı.” şeklinde konuştu.
“Bayanlar daha hijyen diyerek çayımı tercih ediyorlar”
Gül, insanlar bayanların daha çok hijyenik olduğunu düşündüğü için kendisinden çay içmeyi tercih ettiklerini belirtti.
Çaycılık hevesinin babasının mesleğinden ileri geldiğini anlatan Gül, şunları kaydetti:
“İşimi sevmesem şimdiye kadar çoktan vazgeçerdim. Ocağı her sabah ilk günkü iş aşkı ile açıyorum. Ben çocukken babam köyde kahve işletiyordu oradan bir heves vardı. Bide eşimin mesleği de olunca beraber yıllardır bu işi yapıyoruz. Daha önce eşimin ocağı vardı daha sonra bu dükkanı alınca bende burasını işletmeye başladım. İnsanlar da bayanların daha temiz olduğunu düşündüğü için benden çay içmeyi tercih ediyor.”
Gül, 75 kuruştan sattığı çayın yanı sıra isteğe göre kahve, meşrubat, maden suyu siparişlerini de yetiştirmeye çalışıyor.