Kent ve kent çevresi tarımda yerel yönetimlere örnek olan Silivri Belediyesi Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi’nde düzenlenen 2. Lavanta Hasat Şenliği renkli görüntülere sahne oldu.
Tarımsal üretim çalışmalarıyla yerel yönetimlerde ilki hayata geçiren Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi’nde ikincisi gerçekleşen Lavanta Hasat Şenliği düzenledi. Geleneksel tarımın yanı sıra alternatif bitki yetiştiriciliği ile bölge çiftçisinin katma değeri yüksek ürün yetiştirmesinin hedeflendiği merkezde gerçekleşen Lavanta Hasatı renkli görüntüler oluşturdu. Programa; NKÜ Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Ümit Geçgel, Namık Kemal Üniversitesi’nden Profesör Doktor Canan Sağlam, Bezmialem Üniversitesi’nden Profesör Doktor Murat Kartal, CHP Silivri İlçe Başkanı Suna Göçengil, Belediye Meclis Üyeleri, Muhtarlar Derneği Başkanı Ömer Ercan, Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Nuray Koçer, Sanayi Sitesi İşletme Kooperatifi Ercan Çalışkan, Ziraat Odası Başkanı Metin Gürsu, belediye başkan yardımcıları, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş ile Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı Yalçın Bayer katıldı. Başkan Işıklar, tarım topraklarının neden korunması gerektiğini anlatırken, akademisyenler de üniversite- belediye işbirliği çalışmaları hakkında bilgiler verdi.
Işıklar: “Amacımız her bir karış toprağımıza sahip çıkmak”
En büyük zenginliğin insan ve toprak zenginliği olduğunu ifade eden Başkan Işıklar, şunları söyledi: “İstanbul’un yüzölçümü en yüksek ilçelerinden biriyiz. Bu bizim hem şans, hem de şanssızlığımız. Şansımız şu; bu güzelim toprakları bize emanet eden hemşerilerimiz burada bir şeyi korumamızı istiyorlar, yaşam biçimimizi. Burada geleceğimizi ve bu toprakları gözümüz gibi bakmamız gerektiğini bizlere söylediler. Göreve geliş sebebimiz bu. Düşüncemiz, dünyamız, ilçemizin İstanbul’un yanı başında bu yaşam şeklini koruyarak –bir arada, hemşeri bilincini korumak, cumhuriyeti bize emanet eden kurucumuzun ve onun arkadaşlarının boşuna canlarını, kanlarını vermediği bu güzelim memleketin her bir karış toprağına sahip çıkmak. Yerin altında zenginliğimiz olmadığını biliyoruz. Yerin altında zenginliği olanları da görüyoruz. Yerin üstü sefalet, kan gövdeyi götürüyor, huzur ve medeniyet yok. Bizim zenginliğimiz yerin üzerinde, insanlarımız bizim zenginliğimiz, topraklarımız. Nereden geldiğinin, neye inandığının hiçbir önemi olmadan, 81 ilden hemşerimizin büyük bir huzurla nefes alarak, günün her saatinde sokağında dolaşabildiği, birbiriyle diyalog içerisinde olabildiği bir şehir Silivri. Biz büyük bir medeniyetiz. Biz bu Anadolu topraklarını ihya etmiş, Anadolu’nun bağrından üç kıtaya insanlığı ve Anadolu sevgisini yaymış bir milletiz.”
“Rüzgâr kayadan toz koparamaz”
Işıklar konuşmasını söyle sürdürdü: “Elim bir başkaldırının, ülkemizde yaratılmak istenen bir kaosun birinci yılını yaşadık dün. Bunlar son olarak artık. Ben inanıyorum demokrasimize de, cumhuriyetimize de, bu topraklara da sonuna kadar sahip çıkacağız. Rüzgâr kayadan toz koparamaz derler, engin denizleri küçük rüzgârlar dalgalandıramaz. Biz büyük bir medeniyetiz. Kimse bizim dirliğimizi, birliğimizi bozamaz, huzurumuzu kaçıramaz.”
“Tarımı, üretimi, işsizliği konuşabiliyor muyuz?”
Aylardır, özellikle son birkaç yıldır ülkemizde sürekli kara bulutlar dolaştırmaya, televizyonları açtığımızda sürekli içimizi karartan haberler duyuyoruz. Peki, şunu hiç duyuyor musunuz, tarım nedir? Üretim nedir? İşsizlik ne durumda? Bunları konuşabiliyor muyuz? Başımıza gelen tüm bu olumsuzlukların, kötülüklerin sebebi sahip olduğumuz bu toprakların değeriymiş meğerse. Amaçları bizi başa gündemlerle meşgul edip, başka belaların içine atarak, özellikle tarımdan koparıp, bizi kimliksiz, kişiliksiz, üretmeden, paylaşmadan, gelir ve refah yaratmadan, yok edip parçalamak.
“İşgal artık topla, tüfekle değil; gıda ve tarımla yapılıyor!”
İstanbul’un yüzölçümünün neredeyse beşte biri Silivri’de. 17 milyon nüfus, 16 milyonu orada yaşıyor, 1 milyonu da Çatalca, Arnavutköy ve Silivri aksında. 1 milyon insan beşte ikisinde yaşıyor, 16 milyon insan ise beşte üçünde yaşıyor. Düşünün oradaki felaketi. Şimdi ne olacak? Bu tarafa doğru bir akış başlayacak. Bunu öngörmek çok mu zor? Biz işte bunu gördük. İstanbul’da yaşanan felaket, buralarda yaşanmasın. Çünkü bu topraklar, üzerinde bina yapmak için feda edilemez. Bu toprakların değerleri, üzerine yapılacak binalardan çok çok fazla. Osmanlı 500 sene önce iki tane imar kuralı koymuş; komşunun güneşini kapatma, rüzgârını kesme. Şimdi böyle mi? Dikkat ediyor muyuz? Bu toprakları korumak için bir çabamız var mı? Maalesef bir karış toprağı olmamasına rağmen yediğimiz bütün domatesin, biberin tohumunu, fideleri o ülkeler gönderiyor. Adana Kebabının domatesinin İsrail’den geldiğini biliyor musunuz? Ve biliyor musunuz istediği hastalığı, istediği zaman bu memlekete yayabildiğini. İşte işgal böyle oluyor. Topla, tüfekle, tankla değil, gıdadan, üretimden, tarımdan kopmuş bir milletin her türlü bela ve hastalığa açık olduğunu anlatmak için söylüyorum.”
“Gübrelemiş, sanayileşmiş bir tarım tipini bize dayatmaya çalışıyorlar”
İşte bizim buradaki projemizin önemi bu. Bunun adı kent ve kent çevresi tarımdır. Bunu büyük bir gururla söylüyorum, Türkiye’de ilk defa 255 dönüm bir yerde, üç tane üniversiteyle Bezmialem, Namık Kemal ve Yeditepe Üniversitelerinin çok değerli bilim insanlarıyla yıllardır sürdürdüğümüz çalışmalarla ortaya çıkan bir proje. Ne yapıyoruz burada? Bizim bu topraklardan çıkan klasik tarımın dışında ayçiçek ve buğdayın yanı sıra, gelir getiren katma değeri yüksek ürünler yetiştirerek, çiftçiye yol açmak amacındayız. Yeni buğday hasat eden arkadaşlarımız var, 700 kiloya kadar aldığını söylüyorlar Allah daha çok versin ama satabiliyorlar mı? Alan yok. Çünkü buğday para etmiyor. Gübresi ayrı bir dert, girdileri pahalı. Kilosu bir TL bile etmiyor biliyor musunuz, 85 kuruşa alan yok. Gübrenin bile parasını karşılamayacak durumda. Bu tarım değil. Gübrelemiş, sanayileşmiş bir tarım anlayışını ve tipini bize dayatmaya çalışıyorlar, o buğdayın tohumu da bizim değil.
“Ben büyüyünce çiftçi olacağım diyen bir çocuk görüyor musunuz?”
Tarımın yeryüzüne çıktığı topraklar bizim. Urfa’da, Harran’da o güzelim ovalarda ilk tarım aletlerinin keşfedildiği yer bizim ve tarımdan kopartılıyoruz. Ben büyüyünce çiftçi olacağım diyen bir çocuk görebilir misiniz? Çifçilik diye bir meslek kaldı mı? Ki dünyanın en eski ve en zengin mesleğidir ama yok edildi. Ülkemiz 1980’den bu yana kasıtlı bir şekilde tarım dışına ittirilmeye çalışılıyor. Yerin altındaki petrol değil, yerin üzerindeki gıdanın değer kazandığı ve gıda savaşlarının yaşanacağı 4. endüstriyel devrime geçen bir dünyada bizi tarım dışına ittirmek için uğraşıyorlar. İşte bizim projemiz kent ve kent çevresi tarımı, kentin çeperlerinde bilimle, bilgiyle, inovasyonla gelişecek. Sonra da ülkemizin diğer bölgelerine ihraç edeceğiz. Silivri’de bir laboratuvar çalışması yapıyoruz. Üniversitelerin doktora tezlerinin bile yapılıp, uygulandığı bir tarım plantasyonu haline getirdik. 41 çeşit aromatik bitki bizim markamız haline geldi.
“Bitkilerin yağını çıkartan bir Distilasyon Merkezi kurduk”
Şimdi bir Distilasyon Merkezi kurduk, onu da açacağız. Bu çok önemli bir gelişme, aldığımız ürünün uçucu yağlarını üretip, hazır olan alıcılarla çiftçimizi buluşturacağız. Bir dönümden 180 kilo alınan lavantanın yağı, buğdaydan aldığınızın en az 10- 15 katı. Lavanta akdeniz bitkisidir, gübre ve bakım istemiyor. Bizim kendi topraklarımızın öz bitkileridir. 41 çeşit bitkimiz var, adaçayımız, melisamız, en önemlisi karabuğdayımız var. Günlük kullanılan ekmeğin içerisine % 30 karabuğday unu kattığınızda, Türkiye’de sağlık harcamalarının % 20 azalacağını Halk Ekmek Genel Müdürü söylüyor, bu kadar önemli ve değerli. Tarım bir gelecek. Ancak sadece üretmek de yeterli değil. Üretmesi, paketlemesi, pazarlaması ve katma değeri yüksek ürün haline getirebilmek bilgi ve birikim isteyen bir iş ve biz burada bunu yapıyoruz. Kurslar veriyoruz. Bundan sonraki aşama ne olacak? Bu kurslardan edinilmiş bilgilerle, bu topraklarda katma değeri yüksek ürünler yetiştireceğiz. 2 milyon metrekareden alamadığınızı, 4000 bin metrekare yerden alabileceğiniz bir zenginlikten bahsediyorum. Bu topraklar bu kadar önemli ve değerli.
“Türkiye’de bir ilk; Tarım Teknolojileri Kolejimiz eğitime başlıyor”
Bunun bilimsel olarak AR-GE’sini yaratıp, üretimini yapabilmek için de eğitim ayağını geliştirmemiz gerekiyordu ve Türkiye’de ilk defa Tarım Teknolojileri Koleji açıyoruz. İnşallah bu sene ilk öğrencilerimizi alacağız. Sonrasında da bir Tarım ve Yaşam Bilimleri Üniversitesi ile eğitim ayağını devam ettirmek istiyoruz. Tarım Teknoparklarıyla, bölgemizi organize tarım bölgesi yaparak, burasını insani gelişme merkezi haline getirmeyi planlıyoruz.
Trakya’nın tüm topraklarında üzerine konmak istenen rantın, çok fazlasının bu toprakta olduğunu göstermiş olacağız. Bu toprakları korurken, kendi kimliğimizi de korumuş olacağız. Bizi bu topraklarda fakirleşmiş, yoksullaşmış ve kavga içinde görmek isteyenlere vereceğimiz cevap; dünyanın geleceğindeki en önemli sektör olan tarım teknolojilerini İstanbul’un yanı başında yaşatarak olacak. Bir şeyi daha yapacağız; İstanbul’un üzerimize akıp gelen o gözü dönmüş arsa rantçılarına dur diyeceğiz. Bu topraklar bize lazım diyerek, mücadele vermeyi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
Geçgel: “Emeği geçen herkese teşekkürler”
Namık Kemal Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkez Müdürü Doç. Dr. Ümit Geçgel, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Öncelikle geçen yıl bu zamanlar tarihimizde belki de ilk defa karşılaştığımız haince düzenlenen darbe girişimini şahsım ve mensubu olduğum Üniversitem adına şiddetle kınadığıma ifade etmek isterim. Devletimizin varlığına ve bütünlüğüne kasteden bu tür darbe girişimlerinin bir daha tekerrür etmemesini temenni eder; gerek bu girişim esnasında dirayet göstererek ve canlarını hiçe sayarak şehit olan masum vatandaşlarımıza ve gerekse teröre karşı şu ana kadar vatan topraklarının savunmasında yitirdiğimiz tüm şehitlerimize bir kez daha huzurlarınızda Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum. Sayın Başkanım, değerli konuklar, üniversiteler üstlenmiş oldukları sorumluluk gereğince, misyonları doğrultusunda toplumun her kesimine bilgi, birikim ve tecrübelerini aktaran bilim yuvalarıdır. Üniversiteler, bir eğitim kuruluşu olmalarının yanında, bulundukları bölgenin ve yöre halkının sosyal, ekonomik, kültürel ve eğitimsel anlamda gelişmesine katkı sağlayan önemli eğitim ve öğretim merkezleridir. Bu bağlamda Namık Kemal Üniversitesi ve Silivri Belediyesi ile yaklaşık son 3 yıldır gerçekleştirdiğimiz eğitimler az önce ifade ettiğim katkıların gelişmesine iyi bir örnek teşkil etmektedir. Sürekli Eğitim Merkezi olarak şu ana kadar Silivri Belediyesi’nin talepleri doğrultusunda farklı alanlarda eğitimler gerçekleştirdik. Bu eğitimler arasında; Arı Yetiştiriciliği, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler, Seracılık ve Mevsimlik Çiçek Yetiştiriciliği, Organik Tarım eğitimleri sayılabilir. 2015-2016 yıllar arasında gerçekleştirdiğimiz bu eğitimlerde toplam 668 kursiyerimize sertifika verdik. Bu sayı aynı zamanda düzenlenmiş olduğumuz eğitimlere gösterilen ilginin önemli bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğitimlerinin başarı ile tamamlayan kursiyerler, hem Hocalarımızdan teorik ve pratik bilgileri öğrenip, bunları uygulamaya şansı bulmakta, hem de bazı kuruluşlar Örneğin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın açmış olduğu hibe destekli programlarda kurslarımıza katılımı Referans olarak gösterebilmektedirler. Eğitimlerin gerçekleşmesinde ve bu derece yararlı olmasında katkıları geçen; başta, Silivri Belediye Başkanımız Sayın Özcan Işıklar’a, yine eğitimlerin koordinasyonunu sağlayan belediyenin değerli çalışanlarına, Sürekli Eğitim Merkezi olarak bizlere her türlü desteğini esirgemeyen Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Osman Şimşek Hocamıza, Ziraat Fakültesi Dekanımız Sn. Prof. Dr. Ahmet İstanbuloğlu’na ve değerli hocalarımıza teşekkür eder, hepinize saygılarımı sunarım.
Kartal: “Silivrililer çok şanslı”
Bezmialem Üniversitesi’nden Profesör Doktor Murat Kartal ise konuşmasında: “Ben geçen sene de söyledim çok şanslısınız çünkü Sayın Özcan Işıklar ve ekibinin vizyonu özellikle tarımla ilgili vizyonu bu topraklara gerçekten bir değer katıyor. Biz başkanımla burada yetiştirilen tıbbi ve aromatik bitkilerin hep katma değer katılması ve öyle değerlendirilmesi konusunda iş birliğinde bulunduk. Distilasyon tesisimizi yeni kurduk ve dün ilk yağını elde ettik. Hatta 185 kilogram lavantadan 7 kilogram yağ elde ettik. Burada ne yapabiliriz ? Lavanta yağımızı üretebiliriz lavantadan, naneden nane yağımızı üretebiliriz, adaçayından adaçayı yağını üretebiliriz bütün aromatik bitkilerden yağını çıkartabiliriz ve bir ürüne katma değer kattığınız zaman daha yüksek oranda fiyat kazanıyorsunuz. Türam’da sadece tıbbi ve aromatik bitkileri üretip, ardından da yağlarını elde etmekle kalmayacağız, bir takım farklı ürünler üretmemiz gerekiyor. Bunu krem formatına, şampuan formatına, farklı kozmetik ürünlere, aromateramik ürünlere döndürmemiz gerekiyor. Bununla ilgili çalışmaları da yürütüyoruz. Onlardan da daha farklı neler yapılabilir bunların araştırması içerisindeyiz. Ben tekrar Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’a ve bütün Silivri Belediyesi çalışanlarına çok teşekkür ediyorum. Gerçekten büyük hizmet yapıyorlar. Hep birlikte büyük bir güçle güzel şeyler yapacağımıza inanıyorum, teşekkür ediyorum” dedi.
Kursiyerlere sertifikaları teslim edildi
Lavanta Hasatı’nda TÜRAM’da aldıkları kursları başarıyla tamamlayan kursiyerlere sertifikaları Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar tarafından teslim edildi.
Renkli hasat
Lavanta hasadı ile devam eden programda alana lavanta suları püskürtüldü. Atölye ve stant alanlarında lavanta yağ damıtılması, lavanta sabunları, nikâh şekerleri, takı tasarımları yapıldı. Kültür Merkezi Resim kursiyerlerinin açık hava çalışması gerçekleştirdiği programda, Mahalle Evi kursiyerleri lavanta ile ilgili el emeği ürünlerini sergiledi. Misafirlere melisalı limonata, köy ekmeği, köy peyniri ve kinoalı salata ikram edildi.
Distilasyon Merkezi’ni incelediler
Gerçekleşen hasat programının ardından ilçe protokol üyeleri Başkan Işıklar eşliğinde, açılışı önümüzdeki günlerde olacak Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Distilasyon (Uçucu Yağ Damıtımı) Tesisi’ni inceleyerek, nasıl çalıştığı hakkında teknik bilgi aldılar.