Hürriyet Gazetesi Haberi’ne göre , B.Çekmece, Selimpaşa, Kumburgaz ve Silivri’de sahil şeridindeki yüzlerce ev sahibi diken üstünde. Hazine, bu bölgede kalan bir çok evin kıyı kenar çizgisinde kaldığı gerekçesi ile dava açtı. Mahkeme, bilirkişilere rapor hazırlattı. Çıkan, rapor yüzlerce ev sahibinin uykusunu kaçırtacak türden. 10 dairenin bulunduğu bir apartmanın üst katındakiler açılan davayı kazanırken, alt katta oturan kişiler için, hazırlanan bilirkişi raporunda ‘yıkım’ kararı çıktı. Şimdi yanıtı aranan soru, üst katta bulunan dairelere zarar vermeden alt katta yıkım işlemi nasıl yapılacak!.
Hazine, Büyükçekmece-Silivri arasında kalan bölgedeki yüzlerce binanın kıyı kenar çizgisinde kaldığı iddiasında. Bir başka ifade ile, söz konusu evlerin, Hazine’ye ait alanın da üzerinde yapıldığı iddia ediliyor. Esasında, Çatalca Mahkemesinde 50 yıl kadar önce açılan bir dava oldu. Ancak, mahkeme mülk sahiplerini rahatlatan bir karar verdi
MAHKEME HAZİNE’Yİ GERİ ÇEVİRDİ
Fakat 2003 yılına gelindiğinde aynı konuda yeni bir dava daha açıldı. Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava, açıldıktan 5 yıl sonra karara bağladı.
Mahkeme, bu davada Hazine’nin talebini reddetti. Hazine avukatı kararı temyiz etti. Dosyaya bakan Yargıtay 1. Hukuk Dairesi da yerel mahkeme
kararının doğru olduğuna hükmetti. Hazine avukatının yaptığı karar düzeltme başvurusundan da sonuç değişmedi.
BİLİRKİŞİ: BİR KISMI YIKILSIN
Hazine avukatı bu kez, aynı apartmanda yaşayan başka daire sahiplerine karşı dava açtı. Davaya bakan Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi, Hazine avukatının açtığı tapu iptal davasını reddetti. Bu dosya da Yargıtay’a taşındı. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi bu kez, yerel mahkeme kararını bozdu. Yargıtay’ın bozma kararı sonrası davaya bakan mahkeme bir bilirkişi raporu talep etti. Beş kişilik heyet hazırladıkları raporu mahkemeye sundu.
Raporda özetle, davalıların yaşadıkları mülkün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı, söz konusu yerlerin yıkılması gerektiği kaydedildi. Bölgede bulunan yüzlerce ev sahibine benzer davaların açıldığı öğrenildi.
ASIL KRİZ YIKIM KARARI ÇIKTIĞINA YAŞANIR
Bir kısım davalının avukatı Av. Serdar İyigin, söz konusu davaların bazı kişilere üçüncü kez açıldığına işaret etti. Mahkemenin her an tapu iptal kararı verebileceğine işaret eden Av. İyigün, “Dairesini satıp gidene dahi dava açılmış.
Olası bir yıkık kararının nasıl uygulanacağı ise meçhul… Ancak burada daha trajikomik bir durum söz konusu… Hazine davaları en başında teker teker açıyor. 5’i, bir yerde diğerleri başka bir mahkemede birleşiyor. Yargıtay birini onayıp birini bozuyor. Bozma gerekçesi, esasa ilişkin değil usule ilişkin bir detaydan kaynaklı. Ancak bilirkişilerce yeniden dava açılmış gibi tespit yapılıyor ve ‘anılan yerin tapu iptaline ve yıkımı uygundur’ diye görüş veriliyor.Buna göre beş kişi için yıkılamaz diye iki adet kesinleşmiş hüküm varken, 5 ev sahibi tanesi için yıkım kararı çıkması söz konusu” dedi.
‘YAŞANAN, TAM BİR HUKUK GARABETİ’
Av. İyigün açıklamasının devamında “‘Eğer yıkım kararı çıkarsa hakkında kesin hüküm bulunan kişilerin dairelerine zarar vermeden bu 5 daireyi yıkamazsınız, hukuk garabeti olur’ diyerek itirazda bulunduk, bu kez hazine bu 5 kişiye de tekrar dava açtı ve bu davalar Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde birleşti. Halen de devam ediyor. Şu ana kadar olan kısmı bile hukuk garabeti esasen ama bir de karar çıkarsa tam fiyasko. Çünkü, örneğin benim müvekkilimin dairesi en üst katta. Alt kattaki ev sahipleri için yıkım kararı çıktığında bu işlem nasıl yapılacak.
Bir başka ifade ile, üst kattaki eve zarar verilmeden alt kat nasıl yıkılacak. Tam bir karmaşa olacak o zaman. Ve bu durum, tespit edebildiğim kadarı ile binlerce aileyi ilgilendiriyor” şeklinde konuştu.
Kaynak : dgokce@hurriyet.com.tr