1.664 akademik ve idari kadın çalışanı olan Mektebim’de kadınların toplam çalışanlara oranı %71,54. Öğretmenlik mesleğinin de daha çok kadınlar tarafından tercih edildiğini düşünüldüğünde bir eğitim kurumunda çalışanların büyük kısmının da kadınlardan oluşması çok normal görünüyor.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü sebebiyle önemli bir araştırmaya projesi hazırlayan Mektebim, ülkemizdeki kadın nüfusunun bir eğitim kurumundaki yansımalarını inceledi.Mektebim Akademi tarafından Türkiye genelinde 15 farklı ilde ortaokul ve lise öğrencilerine ve velilerine meslek, iş yaşamı ve kendilerini algılama biçimleriyle ilgili yapılan araştırma sonuçlarında ilginç bulgular elde edildi.
Kızlar artık iş kurmak istiyor
1073 öğrenci ve öğrenci velileri üzerinde yapılan araştırmada kız öğrencilerin % 57,2’sinin meslek yaşamında kendi işini kurmayı tercih ettikleri, % 42,8’inin ise eğitimini aldıkları meslekle ilgili kurumsal bir şirkette yönetici olarak çalışmak istedikleri görüldü.Yapılan araştırmada, kız öğrencilerin ebeveynlerinin de aynı yönde görüş bildirdiği görüldü.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bu çalışmayı yaptırdıklarını ifade eden Mektebim Kurucusu Ümit Kalko konuyla ilgili şunları söyledi:
Kalko, “Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınların, tüm dünya genelinde çalışma yaşamına katılımının artması elbette son derece önemli bir gelişme. Artık kadınları her iş kolunda görebiliyoruz. Üstelik yönetim pozisyonlarında da kadınların yoğun biçimde yer alıyor olmasından memnuniyet duyuyorum. Okullarımızda 1.664 akademik ve idari personel çalışıyor. Kurumumuzun genel kadrosunun %71,54’ünü kadınlar oluşturuyor. Kadın çalışanların işinde çok daha planlı ve özenli olduklarını rahatlıkla söyleyebilirim. Kadınların istihdamına öncelik vermeye devam edeceğiz.”
Gençler önce mutluluk diyor
Mektebim Akademi’nin yaptığı araştırmada hem kız hem de erkek öğrencilerin“mutlu olacağım ve kişilik özelliklerime uygun olan mesleği yapmak isterim” ifadesi % 56,7 ile öncelikli tercih ettiği ifade oldu. Gelecekte ihtiyaç duyulacak olan bir mesleğe sahip olmak % 22,7 ve toplumsal algısı yüksek olan mesleklere yönelmek ise % 20,6 oranıyla değer buldu.
Araştırma sonuçlarına göre kız öğrenciler kendilerini,insanları önemseyen, çalışkan ve özenli olarak tanımlarken, erkek öğrenciler planlamaya önem veren, dikkatli, olumlu düşünen biçiminde tanımadılar. Adaletli olmak kavramı ise hem kız hem de erkek öğrencilerde en baskın özellik olarak görüldü. Ebeveynler ise çocuklarının baskın özelliklerini duygusal, iletişimi güçlü ve adaletli olarak tanımladılar.
Kalko,“Günümüzün sosyal hayatında olduğu gibi iş yaşamında da adalet önemli ve vazgeçilmez bir kavram. Gençlerin kendilerini bu şekilde tanımlıyor olması gerçekten de son derece önemli. Geleceğin iş dünyası gözü pek, iyi iletişim kuran, üretken ve ürettiğini insanlığın yararına sunan gençlerin olacak. Ülkemizin çocuklarında var olan üretkenliği, iyi ve doğru biçimde işleyerek toplumsal kalkınmaya katkıda bulunmak başta biz eğitimcilere olmak üzere hepimizin ortak sorumluluğudur” dedi.