Ertekin Köse, “Burada gördüklerimiz üçgen çengel, topuk kıran, yıldız çivi gibi birkaç isimle ifade edilen, savaş suçu sayılabilecek, İngiliz ve Fransızların uçaklardan askerlerimizin yürüyüş yoluna attıkları topuk kıran çiviler. Üzerine bastığınız zaman balık oltası gibi olduğu için ayağınıza battığında tıbbi müdahale olmadan çıkarılması mümkün değil. Eğer çok güçlü ayakkabınız yoksa ve çarıkla geziyorsanız hem sizin, hem atlarınızın, katırlarınızın, merkeplerinizin savaş dışı kalmasına sebep oluyordu. Bunların üzerine zehir sürüldüğü de iddia ediliyor. Bunlara ‘topuk kıran’, ‘yıldız çivi’ deniyor. Tabii bunlar genelde yürüyüş yollarına atılıyor. Gece yürüyorsunuz ya da yaralı taşıyorsunuz, ne zaman bunlarla karşılaşacağınız belli değil. Savaştan sonraki yıllarda bile yıllarca çift süren bölgede yaşayan insanlarımızın traktörlerine batmıştır. Çiftçilerin ayaklarına batmıştır. Bu bir dünya savaş suçlarına örneklerinden bir tanesidir” dedi.
Gemilerden atılan mermilerde de benzer hasara sebebiyet verecek şarapnel parçalarının kullanıldığını söyleyen Köse, “Buradaki mermi başları 38’lik. 870 kilo yaklaşık ağırlığında. İngiliz, Fransız gemilerinden atılan dev mermilerden bir tanesi. Bunlar kalelere ve tabyalara düştüğü zaman büyük hasar açıyor. Hasar bilinsin diye bu şekilde restorasyon esnasında bırakıldı. Bunlar patladığı zaman şarapnel parçaları etrafa dağılıyor. İçerisinde yumurta ve ceviz büyüklüğünde farklı ebatlarda demirler bulunabiliyor. Çanakkale’de su şişesi ebadından insan boyuna kadar mermi kullanılmış. Mesela Münim Mustafa diye bir komutanımız var. 6 Ağustos 10 Ağustos arasındaki bombardımanlarında Zığındere’ye 50 bin civarında farklı ebatlarda top mermisi atıldığından bahseder” diye konuştu.