Mahallelerindeki kahvehanede sabahın erken saatinde toplanıp kurbağa toplayacakları rotayı belirleyen kurbağa avcıları, daha sonra gruplara ayrılarak ellerindeki kasık çizme ve sini büyüklüğündeki kurbağa yakalayacakları kepçeyle yola koyuluyor.
Genellikle çeltik arazilerine su verilmesi için yapılan su kanallarında kurbağa avına başlayan avcılar, bellerine kadar girdikleri gömük sularda kepçelerini suya daldırıp ayaklarıyla yaptıkları dalgalarla kurbağaların sindikleri alandan kepçeye düşmesi için yoğun çaba sarf ediyor.
Sudaki akıntıdan sağa sola kaçan kurbağaların kepçenin içine girmesiyle, kurbağa avcılarının yüzündeki gülümseme daha da artıyor. Kepçeden alınan kurbağalar avcıların bellerine astıkları toplama çantalarında biriktiriliyor. Kepçedeki küçük kurbağalar ise yeniden suya salınıyor.
Avrupalının zengin menüsünde
Türk mutfağında yeri olmasa da Avrupalıların lüks lokantalarında kurbağa bacağı oldukça rağbet görüyor. Kurbağa avcıları da tadını bilmedikleri kurbağaları ihraç edilmesi için aracı tüccarlara kilogramı kışın 30 liradan yazın ise 10-15 liradan satıyor.
“Dünyanın en zor mesleği”
AA muhabirine konuşan, Edirne Kurbağa ve Salyangoz Toplayıcıları Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği Başkanı Şafak Demircan, babasından öğrendiği avcılığı 22 yıldır sürdürdüğünü anlattı.
Kurbağa avcılığının babadan oğula geçen bir meslek olduğunu belirten Demircan, “Meslek babamızdan kaldı, başka işlere de gittik ama olmadı bizim kurbağa toplayıcılığı bir miras gibi… Dünyanın en zor işi belki de bizim işimiz. Emeğimizin karşılığı hiç yok. Kışın 25-30 liraya çıkan kurbağanın kilogramı yaz aylarında 10 liraya kadar düşüyor. Edirne’de 300’e yakın kişi bu işten ekmek yiyor, günlük kaç kilo kurbağa toplayabilirsin ki? Bize destek olunmasını istiyoruz. Bizim de kışın, karda, çamurda bataklıklarda belimize kadar suların içindeki koşturmamızın karşılığı bu kadar ucuz olmamalı.” diye konuştu.
“İlaç kurbağayı bitirdi”
Derneğin başkan yardımcısı Ali Yalçın da kırk yıla yakındır kurbağa avcılığı yaptığını son yıllarda kurbağa sayısının azalmaya başladığını söyledi.
Genelde çeltik tarlalarına yakın sulama kanallarında avcılık yaptıklarını anlatan Yalçın, çeltik tarlalarına atılan ilaçların kurbağanın sayısını her geçen gün düşürmeye başladığını söyledi.
Hem kurbağanın sayısının azalması hem de aracıların sık sık fiyatlarla oynaması nedeniyle kurbağa avcılarının zor günler geçirdiklerini ifade eden Yalçın, “Yirmi sene önce bir kişi 50-60 kilo kurbağa toplarken bu şimdiler 1 kiloya düştü. Yaz günleri kilogram fiyatını aracılar düşürdükçe düşürüyor, paralarını ödeyemediğimiz için taksiciler artık bizi getirmiyor, hatır gönül arkadaşlarımız arabalarına bindirirse ava çıkabiliyoruz. Bizim emeğimizin karşılığı bu mudur?” diye konuştu.
“Aracıları aradan çıkaralım, herkes kazansın”
Kurbağa avcılarından Ejder Demircan da genelde Romanların yaptıkları kurbağa avcılığında mahallelerine bir kurbağa işleme atölyesi kurulmasını istedi.
Kurbağayı kendilerinin işlemesi halinde hem kadınlara da istihdam olacağını hem de aracıları ortadan kaldıracağını belirten Demircan, şunları söyledi:
“Aldığımız para neye yetsin, bir ava çıkışımız yemesi içmesi, benzini, mazotu 150 lira. 5-6 kişilik gruplarla geliyoruz ava. Tuttuğumuz ne ki ne kazanalım. Edirneli zenginlerimiz mahallemize bir atölye kursun onlar da kazansın biz de kazanalım. Aracılar emeğimizi sömürüyor, sosyal güvencemiz olmadan, yıllarca suyun içinde genç yaşta hasta olup gidiyoruz.”