‘Anzak çıkarmasından sonra günler içinde, bu çam Gelibolu Muharebesi’ndeki en kanlı ve amansız çarpışmalardan birisine adını verdikten sonra yok edilmiştir. Ağustos Taarruzu’nun bir parçası olan Lone Pine, aylar süren kuşatma savaşı sonrasında Anzak alanını kırmayı amaçlayan bir çıkış taarruzudur. Lone Pine, Türk ihtiyat kuvvetlerini esas müttefik hedeflerinden, uzakta tutmayı kasti olarak amaçlayan bir aldatmaca taarruz olarak düşünülmüştü. Subayların düdüklerinin sesi duyuldu ve Avustralyalılar siperlerinden çıktı, sahipsiz topraklara doğru saldırıya geçti. Her iki taraftan askerler süngülerle, tüfeklerle, hatta yumruklarıyla göğüs göğüse en ilkel mücadeleye girişti, çatışma şiddetli, kanlı ve sertti. 30 dakika içinde, birtakım Türk siperleri ele geçirilmiş ve Avustralya karakolu kurulmuştu. Takip eden haftalar içinde, Türk askerleri bu siperleri ele geçirmek için çaresizce çarpışmış, aynı şekilde Avustralyalılar da çaresizce ellerinde tutmak için çarpışmıştır. Günler süre çarpışma sonrası, Türkler Lone Pine saldırısının bir şaşırtmaca olduğunu farketmiş ve ihtiyatlarını Anzak alanının kuzeyine, muharebenin kaderini belirleyecek Koca Çimen Tepe ve Conk Bayırı’na yönlendirmişlerdir.
BU DOSTLUK VE FEDAKARLIK, ULUSAL KARAKTERİMİZİ VE KİMLİĞİMİZİ ŞEKİLLENDİRMEYE YARDIMCI OLMUŞTUR
Şehitlikte hayatlarını kaybetmiş ancak bilinen bir mezarları olmayan 4 binden fazla Avustralyalı ve Yeni Zelandalı’ya ithafen isimlerinin yazılı olduğu bir anıt bulunduğunu da söyleyen Dışişleri Bakanı Julie Bishop, sözlerini şöyle sürdürdü
‘Savaşçı askerlerimizin mezarlarının yan yana olduğu bu en kutsal yerde toplanmışken, bu korkunç savaşın mirasından şaşkına dönmemek çok zordur. Lone Pine’da ve 1918’deki savaşın sonuna kadar Gelibolu’yu takip eden yıllarda askerlerimizin gösterdiği cesaret, dayanıklılık, dostluk ve fedakarlık, ulusal karakterimizi ve kimliğimizi şekillendirmeye yardımcı olmuştur. Genç milletimiz bağımsız, kendine güvenen ve girişimci ruhunu geliştirirken kendimizi böyle görmeye başladık. Bunu burada, savundukları ve miras aldığımız temel özgürlükleri, demokratik idealleri ve yaşam tarzını onurlandırmak için savaşan her bir Anzak’a borçluyuz.
Konuşmaların ardından, Türkiye ve Avustralya milli marşları çalındı, törene katılan ülkelerin temsilcileri, anıta çelenk bıraktı. Bir dakikalık saygı duruşunda bulunulduktan sonra tören, mezarlara karanfil bırakılmasıyla sona erdi.