İlk olarak 8 yıl önce sandıkta sakladıkları eşyaları sergilemeye başladıklarını ardından ise Bulgaristan’dan eşyaların gelmeye başladığını belirten Çıkırık, kilisenin ikinci katının adeta küçük bir müzeye dönüştüğünü belirtti.
Küçük bir köşede başlayan serginin zaman içinde büyüdüğünü anlatan Çıkırık, amacının geçmişin izlerini gelecek nesillere aktarmak olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:
“Kilisede çok eski zamanlardan kalma giysiler, kitaplar ve geleneksel eşyalar vardı. Aynı zamanda babamdan ve dedemden kalan malzemeler vardı. Bu malzemeler evde veya başka yerlerde sağda solda duruyordu. İlk başta eşimle birlikte kilisenin bir köşesinde bu geleneksel eşyaları sergilemeye başladık. Bunu yapmamızın amacı eski nesillerin kullandıkları malzemelerin, giydikleri giysilerin genç nesiller tarafından görülmesiydi. Fakat daha sonra başta Bulgaristan’dan gelen ziyaretçiler ve diğer ziyaretçilerimiz de ellerinde sandıklarda duran eski giysileri olduğunu belirtip sergilememiz için bize verdiler. Sandıkta güveler yiyeceğine, biz bu giysileri her sene naftalinleyip muhafaza ediyoruz. Gerçekten gelen tüm ziyaretçilerimiz bu sergiyi çok beğendiler.”