Soylu, AK Parti Kırklareli Kadın Kolları Başkanlığınca bir otelde düzenlenen “Kadınlar soruyor” etkinliğinde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin bu sistemde 7 Haziran’da hükümet kuramadığını söyledi.
Cumhurbaşkanının hükümet kurulamadığı için Meclisi feshetme yetkisi olduğunu belirten Soylu, “Ve Meclisi feshetti, Türkiye yeni bir seçime girdi. Bu sistemin özellikle kritik ve kriz dönemlerinde hükümet kuramama gibi bir problemi var. Mevcut sistemimizin…” dedi.
Bugünkü sistemin çözüm üreten bir sistem olmadığını aktaran Soylu, şöyle devam etti:
“Dikkat ederseniz bu sistem cumhurbaşkanı seçemedi. Ne zaman? 2007’de Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanlığına önerdiğinde, kendinden öncekiler aynı şartlarda cumhurbaşkanı seçmesine rağmen, yargı ekstra bir karar aldı ve 367 ile beraber cumhurbaşkanını seçtirmedi. Anayasada cumhurbaşkanının görev süresi 7 yıl yazıyor. 1 yıl bitti. Cumhurbaşkanlığını kimin yapması lazım, onun bırakması lazım. Bizim bildiğimiz eski sisteme göre, Meclis başkanının cumhurbaşkanına vekalet etmesi lazım ama öyle olmadı. Bu çok övdüğünüz sistem, hukuksuz ve anayasaya aykırı bir şekilde Ahmet Necdet Sezer’i cumhurbaşkanlığına görev süresi bitmesine rağmen devam ettirdi. Bunu da bir tarafa koyalım. Şimdi sizin söylediğiniz, nasıl bir sistem olacak?”
Bugün hükümetin Meclisin içerisinden çıktığını ve partili başbakan tarafından idare edildiğini hatırlatan Soylu, “Ve hükümet Meclisin içerisinden çıktığı için o Meclis ona güvenoyu veriyor. Nereye kadar görevli hükümet? Meclisteki sandalye sayısının çoğunluğuna kadar görevli. Meclisteki sandalye sayısını kaybederse ve kaybettiği dönemleri hatırlıyoruz. Yani Meclisteki transferlerle, milletvekili transferleriyle hatırlıyoruz. Millet aslında iktidar olarak görevlendirdiği bir siyasi partinin çok rahat muhalefete düştüğünü görüyor.” diye konuştu.
“Yeni sitemde cumhurbaşkanı yargılanabilecek”
Bakan Soylu, mevcut sistemde cumhurbaşkanının hiçbir sorumluluğu yokken yeni sistemde cumhurbaşkanının yargılanabileceğini anlattı.
Soylu, “Peki yargılama nasıl olacak? Mesela cumhurbaşkanını yargılamak istiyorsun. Bugün cumhurbaşkanını yargılamak için 550 milletvekilinin yüzde 75’inin oyuna ihtiyaç var. Peki şimdi, cumhurbaşkanının yargılanması için 600 milletvekilinin yüzde 66 oyuna ihtiyaç var. Bu ne demek? Yani bir önceki sistemden daha düşük bir oy oranıyla cumhurbaşkanı yargılanabilecek. Zaten mevcut sistemde cumhurbaşkanının yargılanabilme şansı yoktu. Bir tek vatana ihanetten yargılanabilirdi, bunun da yasalarda suç olarak karşılığı yoktu. Bu, şu demektir; cumhurbaşkanı herhangi bir sebepten dolayı yargılanamaz. Ben siyasetçinin bu toplumda en temiz, en dürüst, sorumlu ve en kanunlara bağlı şekilde olmasını istiyorum ama bu mevcut sistemde bunu yapabilme şansına sahip değilsiniz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Sistemi birbirine destek üzerine kurmamışlar”
Soylu, cumhurbaşkanı ve başbakanı halkın seçtiğini, bunda da yetki ve sorumluluk karmaşasının olduğunu aktardı.
Birbirleriyle çatışma durumunun söz konusu olduğunu anlatan Soylu, “Bu sistemi kuranlar bunun için kurmuşlar zaten. Sistemi birbirine destek üzerine kurmamışlar.” dedi.
Bugün siyasi partilerin cumhurbaşkanı önerebildiğine işaret eden Soylu, ” Cumhurbaşkanı önerdiği zaman bir parti, Kılıçdaroğlu öyle anlatıyor ya ‘cumhurbaşkanı başka partiden olacak, başbakan başka partiden olacak sonra kavga edecekler’ onu da bırakalım, cumhurbaşkanı ve başbakan aynı partiden dahi olsa birisi yüzde 50’nin üzerinde oy almış, birisi 50’nin ya da 40’ın altında oy almış, birtakım dengelerle beraber oraya gelmişse orada çatışma olması kaçınılmazdır.” ifadelerini kullandı.
“Bugün dünyayla rekabet ediyoruz”
Soylu, Türkiye’nin bugünden sonra hükümet çatışması yaşayabilecek bir ülke olmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Biz bu riski alamayız. Bugün dünyayla rekabet ediyoruz. Hükümet tartışmalarına vakit ayıracak zaman dilimimiz yok. Neye vakit ayırabiliriz? Seçime vakit ayırabiliriz. Seçimi bitiririz siz kendi işinize bakarsınız, ben de vatandaşsam kendi işime bakarım, hükümet kendi işine bakar. Hükümet kim? Yeni sistem de cumhurbaşkanlığında birleşen, altında bakanları oluşan, başkan yardımcıları oluşan ve aynen bugün nasıl bir hükümet yürüyor ise bir kurumsal kapasitesi olan anlayışın kendisi. İçişlerinden sorumlu insan olacak, dışişlerinden sorumlu olan bakan olacak. Bunlar nasıl seçilecekler? Bugün belediye başkanı var mı? Belediye başkanı seçilirken, size belediye başkan yardımcısının kim olacağını soruyor mu? Sormuyor. Neden? Çünkü bir belediye başkan yardımcısına, halkın sosyal meselelerine bakan belediye başkan yardımcısına artı birde kendi siyasi partisiyle ilişki kurabilecek belediye başkan yardımcısına ihtiyacı var. O bunları niçin seçiyor. Siz ona yetki vermişsiniz, demişsiniz ki 5 yıl boyunca sen bana hizmet edeceksin.”
Soylu, 5 yılın sonunda gidişatı beğenmediğinde halkın kartını göstereceğini dile getirdi.
Gençlerin milletvekili seçilebilmesi
Bakan Soylu, 18 yaşında gençlerin yeni sistemde milletvekili seçilebilmesinin Türkiye’nin geleceği açısından büyük bir avantaj sağlayacağını belirtti.
Avrupa ülkelerinin yaşlandığını, bunun farkına varılmasıyla 18 yaşındaki gençlere sorumluluk verdiklerini anlatan Soylu, şunları kaydetti:
” Avrupa yaşlanıyor, Almanya’da emeklilik yaşı 70. Eğer böyle giderse Avrupa çok yakında emeklilik maaşlarını ve sağlık giderlerini ödeyemeyecekti. Çözümü üretime katkı sağlayacak genç nüfusa sorumluluk vermeye başlayarak buldu. 18 yaşındaki gençlere, ‘gelin milletvekili olun, ülkeyi beraber yönetelim’ dediler. Burada hedef kitleleri sadece milletvekili değil, öğretmenler, avukatlar, eczacılar, mimarlar, yani gençler. Avrupa’dan en önemli üstünlüğümüz, bizim genç nüfusumuz. Onlardan 10 yaş daha genciz. 2070’ten sonra daha genç olacağız, bilmenizi istiyorum. Şimdi hatırlar mısınız ? Bu ülkede 7 yaşından küçük çocukları okula göndermezlerdi. Recep Tayip Erdoğan geldi de çocuklar anaokuluna gitmeye başladı. Peki Avrupa ne yapıyordu o zaman. Doğumundan itibaren hayat boyu eğitim yapıyordu. Siz şimdi bizim anaokuluna gönderdiğimiz çocukları, 14-15 sene sonra görün, Avrupalılara ve dünyaya ayakkabılarını ters giydirecekler.”