Çerkezköy ve Silivri’de tarım arazilerini de kapsayan 5450 dönümlük bir alanda termik santral kurulması için çıkarılan “acil kamulaştırma” kararına karşı dava açıldı.
Greenpeace’den yapılan açıklamada, 4850 dönümü İstanbul Silivri ve 600 dönümü Çerkezköy sınırlarında olan 5450 dönümlük alan hakkında kömürlü termik santral kurulması için “acil kamulaştırma” kararı çıkarıldı.
Karar, 22 Şubat 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. Çevredeki vatandaşlar ile Yeşil Barış ( Greenpeace) Hukuk Derneği, kararın iptali için dava açtı.
Dava dilekçesinde Greenpeace’nin “Büyük Su Gaspı” adlı raporundan alıntı yapılırken yıllık Tatlısu artışı, tüketilen su miktarının altında kalan ülkelerdeki termik santrallerinin sonuçlarına dikkat çekildi.
Raporda, içme suyu kaynaklarının termik santrallerin elektrik üretimi, soğutma, kül boşaltma gibi faaliyetleri nedeniyle tehdit altında kalacağına vurgu yapılıyor. Söz konusu kömürlü termik santralin kurulması durumunda Tekirdağ ve İstanbul’un içme suyu kaynakları, kirlenme ve büyük oranda azalma tehdidi altına da gireceği savunuluyor.
Greenpeace İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Av. Deniz Bayram, kişilere ve kurumlara ait taşınmazlarda “acele kamulaştırılması” usulünün sadece “yurt savunması, savaş ve acil durumların gerektirdiği çok ciddi ve sıkı politikalar ile” uygulanabileceğini açıkladı.
Manisa’nın Soma ilçesi Yırca mahallesindeki uygulamayı hatırlatan Bayram, “Enerji planlamasında acele kamulaştırma kararının alınmasının sonuçlarını çok değil, iki yıl önce Yırca köylüleri hukuksuz bir karar ile 6000 zeytin ağacını kaybettiğinde anladık” dedi ve ekledi:
“Yargı, enerji planlaması için acele kamulaştırma yapılamayacağına karar verdi. Buna rağmen, çevre ve hava kirliliği açısından ciddi sonuçları olan termik santral projeleri için acele kamulaştırma fiili uygulama olarak devam ediyor. Bu uygulamanın son örneği, İstanbul, Silivri ve Tekirdağ’da tarım arazilerinin termik santral için acele kamulaştırılması. Termik santraller sadece çevresel sonuçlara neden olmuyor aynı zamanda acele kamulaştırma usulü ile kişilerin mülkiyet hakkını ihlal ediyor. Bu uygulama acele kamulaştırma davalarını çevre davası/savunculuğu haline getirmiştir.”
Greenpeace İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Reşit Elçin bu tehlikeye dikkat çekerek, “Hiçbir fizibilite ve teknik altyapı çalışması olmayan bu projeden, planlanan arazi içinde yaşayan kimsenin haberi yoktu. Böylesi büyük ve tehlikeli bir proje öncesi hem çevreye hem de insan sağlığına vereceği etkilerle ilgili sadece planlanan alandaki kişiler değil, İstanbul ve Trakya’daki tüm yurttaşlar konu hakkında bilgilendirilmeliydi. Bu santral Ergene Havzası’nin mevcut su kirliliği açısından Trakya için, hava kirliliği açısından da İstanbul için çok ciddi bir tehdittir” diye konuştu.-SHA