Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Tekirdağ’da kurduğu 57’nci Alay’ı temsil eden 57 gönüllü, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102’nci yıldönümü nedeniyle 18 Mart Cumartesi günü düzenlenecek törene katılmak üzere önceki gün 57’nci Alay Şehitliği’ne yürümeye başladı. ‘Dönmeyi düşünmediler’ sloganı ile yola çıkan ve 235 kilometre yürüyecek olan grup Malkara İlçesi’nde Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul tarafından karşılandı. Yurdakul, “Siz bizlerin onurumuzsunuz. Malkara’da olduğunuz için teşekkür ediyorum. Bu coşkuyu bu ruhu tarihte emsali görülmemiş kahraman alayı tekrar yaşattığınız için teşekkür ediyorum. Ülkemizin her yerinde sizin gibi insanlara gerçekten ihtiyacımız var. Bizlere her yıl bu 57’nci Alay’ın ne kadar önemli olduğunu bu kahramanlık destanını yeniden hatırlatıyorsunuz. Gerçekten büyük bir onur ve kıvanç kaynağısınız. Hepinize tekrar tarihimizi geçmişimizi kahramanlık destanlarımızı bizlere hatırlattığınız için teşekkür ediyorum. Hepinize saygılar sunuyorum” dedi.
Grubun sözcüsü 53 yaşındaki Hikmet Selim Yılmaz, amaçlarının, Tekirdağ’ın tarih ile kucaklaştırmak olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
” Çanakkale Savaşları’nın 102’nci yıldönümünde orada olacağız. Başta 57’nci Alay erleri ile subayları olmak üzere bütün Çanakkale ve Gelibolu kara ve deniz savaşları şehitlerimiz nur içinde yatsınlar. İşte böyle bir alayın bugünkü torunları olan biz Tekirdağlılar ne kadar övünç duysak azdır. Atalarımızdan aldığımız bu sancağı sonsuza kadar yere düşürmemeye ve sahip çıkmaya karar verdik. Onlara gidiyoruz. Sizler bizleri yüreklerinizde yeşertirken bizler vatan topraklarını adımlayarak adlarını Çanakkale Savaşları’na altın harflerle yazdıran, ‘Biz buraya teslim olmaya ve dönmeye gelmedik, ölmeye geldik’ diyen atalarımıza yürüyoruz. Şehitlerimizi yad etmek için yürüyoruz. Biz bomba sırtında, kanlı sırtta nasıl bir destan yazdığımızı 102 yıllık bir süreçte tüm dünyaya duyurduk. ve o 102 yıllık süreçte kanlı sırtta kara muharebelerin başladığı dönemde 25 Nisan sonrası 57’ıncı Alay Tekirdağ’dan aldı o sancağı Galiçya’ya, Filistin cephesine taşıdı. ve o sancağı yere düşürmemek için son sancak taburu topyekun kendini imha etti. Böyle bir alayın yürüyüşçüleri olmak, böyle bir alayın destanını tarihsel sürece yeniden aktarmak ve onları yaşatmak temsili de olsa bizim kocaman yüreklerimizde çok önemli bir yer ediyor. Biz bedenlerimizle yürümüyoruz, biz yüreklerimizle yürüyoruz. Ayaklarımız parçalansa da iğne, iplikle diksek de, biz bedenlerimizi terk ettik bu yürüyüş boyunca. Biz sadece ve sadece 57’nci Alay’ın destanını yazıyoruz.B ütün insanlarımızın dualarını şehitlerimize iletmek için yola çıktık.”
Yürüyen grupta bulunan ve yürümekten ayakları su toplayan Namık Kemal Üniversitesi tarih bölümü öğrencisi 25 yaşındaki Melis Gizem İşcan, “Bizim 57’nci Alay’ımız bir asır önce daha zor şartlarda, daha zor şekillerde ölümüne yürüdüler. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda, onun söylediği gibi ben size taarruz değil ölmeyi emrediyorum dediği gibi ölmeye gittiler. Benim patlamış ayağım nasıl olsa geçer. Önemli olan onları anmaktı. Önemli olan onların vatan savunmasında neler hissettiğini bir nebze anlayabilmekti. Ben bunu azda olsa anladım. O yüzden bu yürüyüşe katıldığım için çok mutluyum” dedi.