Yeni eğitim öğretim yılında 1,5 milyondan fazla ilk öğretim birinci sınıf öğrencisi okula ‘merhaba’ diyecek. Özellikle yeni başlayan çocuklar için okulun ilk zamanları büyük önem taşıyor. Peki, okula başlayacağı için mutlu ama aynı zamanda kaygılı da olan bu çocuklara nasıl yaklaşılmalı?
Her dönem öğrencilerde karşılaşılan okul kaygısıyla alakalı, Küçükçekmece Belediyesi Ailem Aile Danışma Merkezi Koordinatörü Psikolog Neil Serem Gülenay, ailelere ve öğretmenlere konuyla ilgili önemli mesajlar verdi:
“DAHA ÖNCE SORUMLULUK ALMADIYSA”
Özellikle anne babadan daha önce hiç ayrılmamış ve anaokuluna gitmemiş çocukların okulun ilk haftalarında zorlandığına dikkat çeken Gülenay, okul kaygısını şu sözlerle açıkladı:
“Çocuklara daha önce sorumluluk verilmediyse, şimdiye kadar annesi tuvalete götürmüş, saçını anne toplamış, yemeğini anne yedirmişse o çocuk daha büyük kaygılar yaşıyor. Çünkü tek başına kalacak ve neyle karşılaşacağını kendi dünyasında bilemiyor. Okul onun kafasında, ‘yeni bir çevre, kendim tek başıma nasıl baş ederim kaygısı, annem şimdiye kadar hep yanımdaydı, yanımda olmalı’ düşüncelerini beraberinde getiriyor. Bazı çocuklar fiziksel olarak büyüyorlar ancak ruhsal olgunluk büyümeye eşlik edemiyor. O zaman çocuk olgunlaşamadığı için okulda tek başına kalmakta zorlanıyor.”
“ANNEDEN AŞAMALI OLARAK AYRILMALI”
Psikolog Neil Serem Gülenay bu durumda çocuğun anneden aşamalı olarak ayrılması gerektiğini ifade ederek çocukların zorla çekiştirerek veya şiddetle okula götürülmesine karşı uyardı. Gülenay, “Çocuğu zorla götürürseniz, hasta olabilir, midesi bulanır, kusar. Bunlar sık duyduğumuz rahatsızlıklar. Bizim okul kaygısına karşı yapmamız gereken çocuğumuza, ‘oyun oynayacaksın, arkadaşların olacak, ders yapacaksınız’ ifadelerini kullanarak, okulu gerçekçi biçimde tanıtmak. Ona sorumlulukları olacağını söyleyin. Öncesinde okulunu gezdirin. Hatta imkan varsa, öğretmeniyle tanıştırın” dedi.
“YAŞI KÜÇÜK DİYE OKULDAN ALMAYIN”
Okul kaygısı uzun süren çocukların ‘yaşı küçük’ düşüncesiyle okuldan alınmasının da yanlış olduğunu dile getiren Gülenay, bir uzmandan yardım alınması gerektiğini söyledi.
ANNELER VE ÖĞRETMENLER TİTİZ DAVRANMALI
Gülenay, özellikle birinci sınıf öğrencilerinin ‘anneleri gitmesin’ diye ağlamasıyla çok sık karşılaştıklarını ve bu gibi durumlarda annelerin ve öğretmenlerin yapması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
“Bu çocuklar genelde, anneleri tarafından ‘yaramazlık yaparsan seni bırakır giderim. Annen olmam artık. Hastalanırım’ diyerek korkutulmuş çocuklar. Öncelikle çocuk ağlıyorsa annesini yanında istiyorsa, anne ilk önce yanında durmalı, sonra kapının önünde onu bekleyeceğini söylemeli ve orada durmalı. Ancak, gerçekten beklemeli. Giderse ve çocuk onu bulamazsa güveni kırılır ve toparlamak zor olur. Çünkü o çocuk önceden korkutuldu. Anneler, çocuk ağlıyorsa; ‘biraz korktun galiba, ben buradayım, yanındayım, sen hazır hissettiğinde gideceğim merak etme’ diyerek çocuğu sakinleştirmeli. Öğretmenler de anlayış göstermeli.”