“Bağımsızlık ve Kurtuluş Savaşımız sadece işgale ve sömürüye karşı çıkılan bir mücadele alanı değildir. Padişahlık düzeninin açlığa, yoksulluğa ve cehalete mahkum ettiği bir halkın isyanını örgütlemenin adıdır. Gümrüksüz bir şekilde Osmanlı Devletinin topraklarına giren ve vergi vermeden büyüyerek haksız bir rekabet oluşturan yabancı sermayenin kurmuş olduğu tahakküme karşı bir mücadele alanıdır.
Yine 19 Mayıs 1919 Tarihi; bir bağımlılık antlaşması olarak uzun yıllardır devam eden kapitülasyonlara karşı yürütülen bir mücadeledir aynı zamanda.
İşte tüm bu mücadelelerin ışığında kurulan Genç Türkiye Cumhuriyeti; her yurttaşın yasalar karşısında eşit olduğunu ifade eden yurttaş temelli; bilimi, bilgiyi, aklı, tekniği, mühendisliği ve çağdaş bir yaşamı dikkate alarak kurulan bir devlettir.
Ülkemizin içinde bulunduğu olumsuzluklara rağmen;
bu ülkenin tüm yurtseverleri, demokratları ve cumhuriyetçileri olarak,
19 Mayıs 1919 yılının zor koşullarını ve direngenliğini bilerek mücadelemizi sürdüreceğiz.
Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; ülkemizin emperyalist işgaline karşı mücadele eden ve bağımsızlığa giden yolu hazırlayan tüm şehitleri saygı ve sevgiyle anıyoruz…”
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim.
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim…