Koronavirüs tedbiri gerekçesiyle geçen hafta grup toplantısı yapmayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin bu haftaki grup toplantısında yerini aldı. Akşener’in gündeminde Ayasofya ve Atatürk tartışmaları vardı.
İYİ Parti lideri Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu.Akşener’in konuşmasından satır başları şöyle:
Dün başlatılan Yıldırım 3 Ağrı dağı operasyonuna katılan askerlerimize başarılar diliyorum. Biliyorsunuz 14 gün boyunca Ankara’da karantinadaydım Herhangi bir sorun olmadan karantinayı tamamladık. Koronaya yakalanan koruma polisim de sağlığına kavuştu. Vatandaşımızdan istediğimiz hassasiyeti aynı şekilde uygulamak bizim içinde sorumluluk Bugün ilk defa evin kapısından çıktım.
“İktidarı uyardım ama dinlemediler”
Maalesef bu yüzden bazı programlara katılamadım. Bunlardan biri Ayasofya’nın tamamen ibadete açılması. Çok istedim ama olmadı. En yakın zamanda oraya gideceğim. Erdoğan’ı uyardım ama dinlemediler. Ayasofya’yı siyasete alet ettiler. Başbakanlık’tan dilekçelerine cevap alamayınca 2005’te mahkemeye başvuruyorlar. Mahkeme, Başbakanlığın dilekçeye zamanında başvurmadığı için suçlu buluyor. O zamanın Başbakanlığı, bugünün Cunhurbaşkanlığı davanın reddini istiyor. O dönemin Başbakanı Önce Sultanahmet’i doldurun diyor. Bugün o iktidar Ayasofya’yı biz açtık diye övünüyor. Yine bir riyakarlık, yine vatandaşı değil, kendini düşünme hesabı. İlk günden beri dedik ki Ayasofya’yı ibadete açın, siyaseti kapatın.
“Sevr’i yırtıp atanlarla gurur duyun”
Ortak değerlerimizi sömürmekten geri kalmadılar. Güzel Ayasofya’nın o güzel gününde şu sözü bekledik. Selam olsun Anadolu’nun kapılarını açan Alparslan’a, selam olsun İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’e, selam olsun İstanbul’u düşmandan kurtaran Gazi Mustafa Kemal’e. Böylesine güzel bir günde bile düşmanlık etmekten geri durmadılar. Alparslan da bizimdir, Fatih de bizimdir, Gazi Mustafa Kemal Atatürk de bizimdir.
Atatürk Asya’dan Avrupa’ya bir kısrak başı gibi yürüyen memleketin mavi gözlü bozkurtudur. Hastanede koşa koşa ziyarete gittiğiniz ‘Keşke Yunan kazansaydı’ diyen fesliden feyz alacağınıza Sevr’i yırtıp atanlarla gurur duyun.
“Atatürk ile alıp veremediğiniz nedir?”
İsitiklal Savaşı, bir mitoloji değildir. Her anı kayıt altına alındı. Fransızlar Yunan’ın hezimeti, Yunan hezimeti, Yunan basını, Küçük Asya’nın kaybı diye bahseder. Cezayir’de Allahu Ekber diye şehit düşen askerin göğsünde Atatürk’ün resmi vardır. Rahmetli Elibey’in dediği gibi, Allah’ın bahşettiği şerefi istemeyene biz zorla şeref verecek değiliz. Bedeli göze alıp şehit düşene saygı göstermek zorundasınız. Atatürk ile alıp veremediğiniz nedir kardeşim?
Yunan’ın, Fransız’ın Alman’ın Atatürk’e düşman olmasını anlarım ama siz nasıl düşman olursunuz kardeşim? Onlar şanlı bayrağımızı ateşe vererek milli birliğimize hakaret ediyor siz hala Atatürk ile uğraşıyorsunuz. Atatürk, Türk vatanında şanla şerefle nur içinde yatıyor. Göreve geldiğinden bu yana İstiklal Harbi kahramanlarına bir hayır duayı çok gören Ali Erbaş, şimdi de lanet okuyor. Bundan bir asır önce Ayasofya’yı özgürleştiren o kahramanlara bir fatiha okuyun.
İstanbul Sözleşmesi
Şu ruhsuz dünyanın zul çağında milletimiz kan ağlamaya devam ediyor. Ama iktidar memleketin sorunlarını görmezden geliyor. Memleketin her köşesinde kadınlarımız, çocuklarımız kan ağlıyor. Hiçbir suni gündem 34 OECD ülkesinde kadına şiddetin en çok ülke olduğumuz gerçeğini değiştiremeyecek. Son olarak 27 yaşındaki Pınar Gültekin katledildi. Türkiye bu utançtan kurtulmak zorunda. Geçtiğimiz günlerdeki bir gösteride açılan bir pankart yüreğimi dağladı.
Kız kardeşlerim, bir gün ölürsem davam size emanettir. Ey Türk erkekleri bu sözlere kulak verin. Kadınların erkeklere güvenemediği bir dünya kıyamet alametidir. İyi ve cesur insanların iktidarında diyeceğiz ki tek bir kadının gözyaşı döktüğü dünyayı yıkıp yenisini kuracağız. Kadın ve erkek her bir ferdi sevmek gerekir. Bu yüzden Sayın Erdoğan’ın ender yaptığı işlerden biri olan İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etmek yerine uygulamaya çalışmaya davet ediyorum.